BAP 31

VE Filistîler İsraile karşı cenkettiler; ve İsrailîler Filistîlerin önünden kaçtılar, ve vurulanlar Gilboa dağında düştüler.
2. Ve Filistîler Saulla oğullarının peşine yapıştılar; ve Filistîler Saulun oğulları Yonatanı, ve Abinadabı, ve Malkişuayı vurdular.
3. Ve cenk Saula karşı şiddetlendi, ve okçular onu buldular; ve okçulardan çok sıkıldı.
4. Ve Saul silâhtarına dedi: Kılıcını çek de onu bana sapla, yoksa bu sünnetsizler gelip onlar bana saplıyacaklar, ve benimle eğlenecekler. Fakat silâhtarı yapmak istemedi, çünkü çok korktu. Ve Saul kılıcını alıp onun üzerine düştü.
5. Ve silâhtarı Saulun öldüğünü görünce, kendisi de kılıcının üzerine düştü, ve onunla beraber öldü.
6. Böylece Saul, ve üç oğlu, ve silâhtarı ile bütün adamları da o gün birlikte öldüler.
7. Ve İsrailîlerden derenin öte tarafında, ve Erdenin öte tarafında olanlar, İsrailîlerin kaçtıklarını, ve Saulla oğullarının öldüklerini görünce, şehirleri bırakıp kaçtılar; ve Filistîler gelip onlarda oturdular.
8. Ve ertesi gün Filistîler öldürülmüş olanları soymak için geldikleri zaman, Saulla üç oğlunu Gilboa dağında düşmüş buldular.
9. Ve onun başını kestiler, ve silâhlarını soydular, ve putlarının evine ve kavma müjdelemek için çepçevre Filistîler memleketine gönderdiler.
10. Ve silâhlarını Astartiler evine koydular, ve cesedini Beyt-şanın duvarına çaktılar.
11. Ve Yabeş-gilead ahalisi, Filistîlerin Saula ettiklerini işittikleri zaman,
12. bütün yiğitler kalktılar, ve bütün gece yürüdüler, ve Saulun cesedini, ve oğullarının cesetlerini Beyt-şanın duvarından aldılar; ve Yabeşe gelip onları orada yaktılar.
13. Ve onların kemiklerini alıp Yabeşte olan ılgın ağacı altında gömdüler, ve yedi gün oruç tuttular.

BAP 30

VE vaki oldu ki, Davudla adamları üçüncü günde Tsiklaga vardıkları zaman, işte, Amalekîler Cenuba ve Tsiklaga akın etmişlerdi, ve Tsiklagı vurmuşlar, ve onu ateşe vermişlerdi,
2. ve orada olan kadınlardan kimseyi öldürmiyip küçükten büyüğe kadar esir almışlardı; ve onları sürüp yollarına gitmişlerdi.
3. Ve Davudla adamları şehre geldiler; ve işte, şehir yakılmıştı; ve onların karıları, ve oğulları ile kızları esir götürülmüşlerdi.
4. Ve Davudla yanında olan kavm, kendilerinde ağlamak için kuvvet kalmıyıncıya kadar, yüksek sesle ağladılar.
5. Ve Davudun iki karısı, Yizreelli Ahinoam ve Karmelli Nabalın karısı Abigail esir götürülmüşlerdi.
6. Ve Davud çok sıkıldı; çünkü kavm: Onu taşlıyalım, diyorlardı; çünkü bütün kavmın, herkesin, oğullarından, ve kızlarından dolayı, canı yanıyordu. Fakat Davud Allahı RAB ile kuvvet buldu.
7. Ve Davud Ahimelekin oğlu kâhin Abiatara: Rica ederim, bana efodu buraya getir, dedi. Ve Abiatar efodu oraya Davuda getirdi.
8. Ve Davud: Bu akıncıların ardını kovalarsam onlara yetişir miyim? diye RABDEN sordu. Ve ona dedi: Kovala, çünkü mutlaka yetişeceksin, ve her şeyi mutlaka kurtaracaksın.
9. Ve Davud yanında olan altı yüz kişi ile gitti, ve Besor vadisine vardılar, ve geri kalanlar orada durdular.
10. Fakat Davud dört yüz kişi ile kovalamakta idi, çünkü Besor vadisini geçemiyecek kadar yorgun olan iki yüz kişi durmuşlardı.
11. Ve kırda bir Mısırlı buldular, ve onu Davuda getirdiler, ve ona ekmek verdiler, ve yedi; ve ona su içirdiler;
12. ve ona bir dilim basılmış incir ile iki salkım kuru üzüm verdiler, ve yedi, ve canı yerine geldi; çünkü üç gün ve üç gecedir ekmek yememiş ve su içmemişti.
13. Ve Davud ona dedi: Sen kiminsin? ve neredensin? Ve o dedi: Ben bir Amalekînin kulu, Mısırlı bir gencim; ve efendim beni bıraktı, çünkü üç gün oluyor ki, hasta düştüm.
14. Biz Keretîlerin Cenubuna, ve Yahudanınkine, ve Kalebin Cenubuna akın ettik; ve Tsiklaga ateş verdik.
15. Ve Davud ona dedi: Beni bu akıncılara indirir misin? Ve adam dedi: Beni öldürmiyeceğine ve efendimin eline teslim etmiyeceğine Allah hakkı için bana and et de seni bu akıncılara indireyim.
16. Ve onu indirdi, ve işte, bütün yer üzerine yayılmışlardı; Filistîler diyarından ve Yahuda diyarından almış oldukları bütün büyük çapuldan ötürü yiyip içmekte ve cümbüş etmekte idiler.
17. Ve Davud gün ağarma vaktinde ertesi gün akşamına kadar onları vurdu; ve onlardan develere binip kaçan dört yüz gençten başka kimse kurtulmadı.
18. Ve Davud Amalekîlerin almış olduklarının hepsini kurtardı; ve Davud iki karısını kurtardı.
19. Ve büyük olsun küçük olsun, oğullar ve kızlar, ve çapul malından, ve onların almış oldukları hiç bir şey eksik bulunmadı; Davud hepsini geri aldı.
20. Ve Davud bütün koyunlarla sığırları aldı, ve bunları obir hayvanların önünden sürüp: Bu Davudun çapuludur, diyorlardı.
21. Ve Davud, kendi ardınca yürüyemiyecek kadar yorgun olup Besor vadisinde bırakmış oldukları iki yüz adamın yanına vardı; ve bunlar Davudu karşılamak, ve kendisile beraber olan kavmı karşılamak için çıktılar, ve Davud kavma yaklaştığı zaman onlara selâm etti.
22. Ve Davudla beraber giden adamların bütün kötü ve yaramaz olanları cevap verip dediler: Mademki bizimle beraber gitmediler, kurtardığımız çapul malından onlara hiç bir şey vermiyeceğiz, alıp gitsinler diye her adama ancak karısını ve çocuklarını vereceğiz.
23. Ve Davud dedi: RABBİN bize verdiği şeyi böyle yapmıyacaksınız, kardeşlerim; bizi o korudu, ve üzerimize gelen akıncıları elimize verdi.
24. Ve bu işte sizin sözünüzü kim dinler? çünkü cenge inenin payı ne ise, eşyanın yanında kalanın payı da o olacaktır; müsavî paylaşacaklardır.
25. Ve vaki oldu ki, o günden sonra bunu İsrail için bugüne kadar bir kanun ve hüküm yaptı.
26. Ve Davud Tsiklaga geldi, ve: İşte, RABBİN düşmanlarından alınan çapuldan size bir hediye, diyerek Yahuda ihtiyarlarına, kendi dostlarına,
27. Beyt-elde olanlara, ve Cenubdaki Ramotta olanlara, ve Yattirde olanlara,
28. ve Aroerde olanlara, ve Sifmotta olanlara, ve Eştemoada olanlara,
29. ve Rakalda olanlara, ve Yerahmeelîlerin şehirlerinde olanlara, ve Kenîlerin şehirlerinde olanlara,
30. ve Hormada olanlara, ve Bor-aşanda olanlara, ve Atakta olanlara,
31. ve Hebronda olanlara, ve Davudla adamlarının çok kereler gitmiş oldukları yerlerin hepsine çapul malından gönderdi.

BAP 29

VE Filistîler bütün ordularını Afeke topladılar; ve İsrailîler Yizreeldeki pınarın yanına ordugâh kurdular.
2. Ve Filistîlerin beyleri yüzlerle ve binlerle geçtiler; ve Davudla adamları Akişle beraber dümdarda geçiyorlardı.
3. Ve Filistîlerin reislerine dediler: Bu İbranîlerin burada ne işleri var? Ve Akiş Filistîlerin reislerine dedi: Bu adam bugünlerde, yahut daha doğrusu bu yıllarda yanımda olan İsrail kıralı Saulun kulu Davud değil mi? ve bana düştüğü günden bugüne kadar kendisinde bir şey bulmadım.
4. Ve Filistîlerin reisleri ona öfkelendiler; ve Filistîlerin reisleri ona dediler: Bu adamı geri gönder de yerine, kendisine tayin ettiğin yere, dönsün, ve bizimle cenge inmesin, yoksa cenkte bize düşmanlık eder; çünkü efendisine ne ile makbul olur? bu adamların başları ile değil mi?
5. Rakıslarda:
Saul vurdu binlerini,
Davud da on binlerini,
diye hakkında birbirlerine terennüm ettikleri Davud bu değil midir?
6. Ve Akiş Davudu çağırıp ona dedi: Hay olan RABBİN hakkı için, sen doğrusun, orduda da benimle çıkışın ve girişin gözümde iyidir; çünkü yanıma geldiğin günden bugüne kadar sende bir kötülük bulmadım; fakat beylerin gözünde sen iyi değilsin.
7. Ve şimdi dön, ve selâmetle git, ve Filistî beylerinin gözünde kötülük etme.
8. Ve Davud Akişe dedi: Fakat ben ne yaptım? ve senin önünde olduğum günden bugüne kadar kulunda ne buldun ki, efendim kıralın düşmanlarına karşı gidip cenketmiyeyim?
9. Ve Akiş cevap verip Davuda dedi: Biliyorum ki, benim gözümde sen Allahın bir meleği gibi iyisin; ancak Filistîlerin reisleri: Bizimle beraber cenge çıkmıyacaktır, dediler.
10. Ve şimdi, seninle beraber gelmiş olan kendi efendinin kulları ile sen sabahlayın erken kalk; ve sabahlayın erken kalktığınız zaman ortalık ışıyınca, gidin.
11. Ve Davud Filistîler diyarına dönmek üzre, kendisi ve adamları sabahlayın yola çıkmak için erken kalktılar. Ve Filistîler Yizreele çıktılar.

BAP 28

VE o günlerde vaki oldu ki, İsraile karşı cenketmek için Filistîler ordularını cenge topladılar. Ve Akiş Davuda dedi: Adamlarınla beraber, orduda benimle çıkacaksın, bunu iyi bil.
2. Ve Davud Akişe dedi: Sen de kulunun ne yapacağını göreceksin. Ve Akiş Davuda dedi: Ben de bütün günler seni kendi başımın koruyucusu kılacağım.
3. Ve Samuel ölmüştü, ve bütün İsrail onun için dövünmüşlerdi, ve onu Ramada, kendi şehrinde gömmüşlerdi. Ve Saul cincileri ve bakıcıları memleketten kaldırmıştı.
4. Ve Filistîler toplanıp geldiler, ve Şunemde ordugâh kurdular; ve Saul bütün İsraili topladı, ve Gilboada ordugâh kurdular.
5. Ve Saul Filistîler ordugâhını görünce korktu, ve yüreği çok titredi.
6. Ve Saul RABDEN sordu, fakat RAB kendisine ne ruyalarla, ne Urimle, ne de peygamberlerle cevap vermedi.
7. Ve Saul kullarına dedi: Benim için bir cinci kadın arayın, ve ona gidip ondan sorayım. Ve kulları ona dediler: İşte, En-dorda bir cinci kadın var.
8. Ve Saul kılığını değiştirdi, ve başka esvap giydi, ve iki adamla beraber gitti, ve geceleyin kadının yanına geldiler; ve dedi: Rica ederim, benim için cinle fala bak, ve sana söyliyeceğim kimseyi bana çıkar.
9. Ve kadın ona dedi: İşte, Saulun ne yaptığını, cincileri ve bakıcıları memleketten nasıl attığını biliyorsun da, neden beni öldürtmek için canıma tuzak kuruyorsun?
10. Ve Saul kadına: Hay olan RABBİN hakkı için, bu işten sana bir kötülük gelmiyecektir, diye RABBİN hakkı için and etti.
11. Ve kadın dedi: Sana kimi çıkarayım? Ve Saul: Bana Samueli çıkar, dedi.
12. Ve kadın Samueli görünce yüksek sesle bağırdı; ve kadın: Sen Saulsun da niçin beni aldattın? diye Saula söyledi.
13. Ve kıral ona dedi: Korkma; fakat ne görüyorsun? Ve kadın Saula dedi: Yerden çıkmakta olan bir ilâh görüyorum.
14. Ve dedi: Ne biçimdedir? Ve kadın dedi: Kocamış bir adam çıkıyor; ve bir cübbeye bürünmüş. Ve Saul onun Samuel olduğunu anladı, ve yüz üstü iğilip yere kapandı.
15. Ve Samuel Saula dedi: Beni çıkararak niçin rahatsız ettin? Ve Saul dedi: Çok sıkıntıdayım; çünkü Filistîler bana karşı cenk ediyorlar, ve Allah benden ayrıldı, ve artık ne peygamberlerle ne de ruyalarla bana cevap veriyor; ve ne edeceğimi bana bildiresin diye seni çağırdım.
16. Ve Samuel dedi: Mademki RAB senden ayrılmış ve sana düşman olmuştur, o halde niçin benden soruyorsun?
17. Ve RAB benim vasıtamla söylediği gibi sana yaptı; ve RAB kırallığı senin elinden kopardı, ve onu senin komşuna, Davuda verdi.
18. Sen RABBİN sözünü dinlemediğin, ve onun kızgın öfkesini Amalekîlere yapmadığın için, RAB da bugün sana bu şeyi yaptı.
19. Ve RAB İsraili de seninle beraber Filistîlerin eline verecek; ve yarın sen ve oğulların benimle beraber olacaksınız; ve İsrailin ordusunu da RAB Filistîlerin eline verecektir.
20. Ve Saul hemen boylu boyunca yere düştü, ve Samuelin sözlerinden ötürü çok korktu; ve kendisinde takat da yoktu; çünkü bütün gün ve bütün gece ekmek yememişti.
21. Ve kadın Saulun yanına geldi, ve çok şaşkın bir halde olduğunu görünce ona dedi: İşte, cariyen senin sözünü dinledi, ve canımı avucuma alıp bana söylediğin sözleri dinledim.
22. Ve şimdi, rica ederim, sen de cariyenin sözünü dinle, ve önüne bir lokma ekmek koyayım da ye, ve yoluna giderken sana kuvvet olsun.
23. Fakat yemek istemedi, ve: Yemem, dedi. Fakat kulları, kadınla beraber onu zorlıyınca onların sözünü dinledi. Ve yerden kalkıp yatağın üzerine oturdu.
24. Ve kadının evde besili bir buzağısı vardı; ve çabucak onu boğazladı, ve un alıp yoğurdu, ve bundan mayasız pideler pişirdi;
25. ve Saulun önüne ve kullarının önüne getirdi; ve yediler. Ve o gece kalkıp gittiler.

BAP 27

VE Davud yüreğinde dedi: Artık, bir gün Saulun elile helâk olacağım; benim için Filistîler diyarına kaçmaktan daha iyi bir şey yoktur; ve Saul benden ve bütün İsrail sınırlarında beni aramaktan ümidini keser; ve elinden kurtulurum.
2. Ve Davud kalktı, ve kendisi ile yanında olan altı yüz kişi Gat kıralı Maok oğlu Akişin yanına geçtiler.
3. Ve Davud, kendisi ve adamları, her biri ev halkı ile, Davud da iki karısı Yizreelli Ahinoam, ve Nabalın karısı Karmelli Abigaille beraber olmak üzre Gatta Akişin yanında oturdular.
4. Ve Davudun Gata kaçtığı Saula bildirildi; ve artık bir daha onu aramadı.
5. Ve Davud Akişe dedi: Eğer şimdi senin gözünde lûtuf buldumsa, kır şehirlerinin birinde bana bir yer versinler de orada oturayım; ve niçin bu kulun kıral şehrinde, senin yanında otursun?
6. Ve o gün Akiş ona Tsiklagı verdi; bundan dolayı Tsiklag bugüne kadar Yahuda kırallarınındır.
7. Ve Davudun Filistîler diyarında oturduğu günlerin sayısı bir yıl ve dört ay idi.
8. Ve Davudla adamları çıkıp Geşurîlere, ve Girzîlere, ve Amalekîlere akın ettiler; çünkü Şura giderken Mısır diyarına kadar eski zamanlardan beri memlekette oturanlar onlardı.
9. Ve Davud diyarı vurdu, ve ne erkek ne kadın, kimseyi sağ bırakmadı, ve koyunları, ve sığırları, ve eşekleri, ve develeri, ve esvabı alıp götürdü; ve dönüp Akişin yanına geldi.
10. Ve Akiş: Bugün kimlere akın ettiniz? dedi. Ve Davud dedi: Yahuda Cenubuna, ve Yerahmeelîlerin Cenubuna, ve Kenîlerin Cenubuna akın ettik.
11. Ve: Davud böyle yaptı, ve Filistîler diyarında oturduğu bütün günler usulü böyle idi diye, hakkımızda haber vermesinler, diyerek Davud ne erkek ve ne kadından kimseyi Gata getirmek için sağ bırakmadı.
12. Ve Akiş: Kavmı İsrailin yanında kendisini büsbütün mekruh etti; bundan dolayı daima benim kulum olacaktır, diyerek Davuda inandı.

BAP 26

VE Zifliler Gibeaya Saulun yanına gelip dediler: Davud, çölün önünde olan Hakila tepesinde gizlenmiyor mu?
2. Ve Saul kalktı, ve Zif çölünde Davudu aramak için kendisile beraber İsrailden seçme üç bin kişi olarak Zif çölüne indi.
3. Ve Saul çölün önünde olan Hakila tepesinde, yol kenarında ordugâh kurdu. Ve Davud çölde oturuyordu, ve Saulun kendi ardına düşüp çöle geldiğini gördü.
4. Ve Davud çaşıtlar gönderdi, ve gerçekten Saulun geldiğini anladı.
5. Ve Davud kalktı, ve Saulun ordugâh kurmuş olduğu yere geldi; ve Davud Saulla ordusunun başbuğu Nerin oğlu Abnerin yattığı yeri gördü; ve Saul arabalar ordugâhı içinde yatıyordu, ve kavm onun etrafında konmuştu.
6. Ve Davud cevap verdi, ve Hittî Ahimeleke, ve Yoabın kardeşi, Tseruyanın oğlu Abişaya söyliyip dedi: Saulun yanına, ordugâha benimle beraber kim iner? Ve Abişay: Ben seninle inerim, dedi.
7. Ve Davudla Abişay geceleyin kavmın yanına vardılar; ve işte, Saul arabalar ordugâhında yatmış uyuyordu, ve mızrağı başı ucunda yerde dikili idi; ve Abnerle kavm onun etrafında yatıyorlardı.
8. Ve Abişay Davuda dedi: Allah bugün düşmanını senin eline verdi; ve şimdi, bırak onu bir kerede mızrakla yere çakayım, ve ikinci kere onu vurmam.
9. Ve Davud Abişaya dedi: Onu öldürme; çünkü RABBİN mesihine kim elini uzatır da suçsuz olur?
10. Ve Davud dedi: Hay olan RABBİN hakkı için, RAB onu vuracaktır; yahut günü gelecek ve ölecektir; yahut cenge inecek ve helâk olacaktır.
11. RABBİN mesihine el uzatmaktan RAB beni esirgesin; ve şimdi, rica ederim, başı ucundaki mızrağı ve su matarasını al da gidelim.
12. Ve Davud Saulun başı ucundan mızrağı ve su matarasını aldı; ve gittiler; ve gören olmadı, ve bilen olmadı, ve uyanan olmadı; çünkü hepsi uyuyorlardı, çünkü RAB tarafından üzerlerine derin uyku düşmüştü.
13. Ve Davud karşı tarafa geçti, ve uzakta dağın başında durdu; aralarında hayli mesafe vardı;
14. ve Davud kavma, ve Nerin oğlu Abnere: Ey Abner, cevap vermiyor musun? diye bağırdı. Ve Abner cevap verip dedi: Sen kimsin ki, kırala bağırıyorsun?
15. Ve Davud Abnere dedi: Sen bir yiğit değil misin? ve İsrailde senin gibi kim var? niçin efendine, kırala bekçilik etmedin? çünkü efendini, kıralı öldürmek için kavmdan biri geldi.
16. Yaptığın bu şey iyi değildir. Hay olan RABBİN hakkı için, siz ölüm oğullarısınız, çünkü efendinize, RABBİN mesihine bekçilik etmediniz. Ve şimdi bak, kıralın başı ucunda olan mızrağı ve su matarası nerededir?
17. Ve Saul Davudun sesini tanıdı, ve: Bu senin sesin midir, oğlum Davud? dedi. Ve Davud dedi: Benim sesimdir, efendim kıral.
18. Ve dedi: Niçin efendim böyle kulunun ardını kovalıyor, ne yaptım ki? ve elimde ne kötülük var?
19. Ve şimdi, rica ederim, efendim kıral kulunun sözlerini dinlesin. Eğer bana karşı seni ayaklandıran RAB ise, bir takdime kabul etsin; fakat eğer adam oğulları ise, onlar RABBİN önünde lânetli olsunlar; çünkü RABBİN mirasında payım olmasın diye: Git, başka ilâhlara kulluk et, diyerek beni bugün kovdular.
20. Ve şimdi RABBİN yüzünden uzakta kanım toprağa düşmesin; çünkü dağlarda nasıl keklik avlıyorlarsa, İsrailin kıralı da bir tek pireyi aramak için öyle çıktı.
21. Ve Saul dedi: Ben suç ettim; dön, oğlum Davud; çünkü canım bugün senin gözünde değerli olduğu için artık sana kötülük etmiyeceğim; işte, akılsızlık ettim, ve pek çok yanıldım.
22. Ve Davud cevap verip dedi: İşte mızrak, ey kıral! uşaklardan biri gelsin de onu alsın.
23. Ve RAB herkese salâhının ve sadakatının karşılığını ödiyecektir; çünkü RAB bugün seni elime verdiği halde ben elimi RABBİN mesihine uzatmak istemedim.
24. Ve işte, nasıl senin canın bugün benim gözümde çok değerli oldu ise, benim canım da RABBİN gözünde öyle değerli olsun, ve beni her sıkıntıdan kurtarsın.
25. Ve Saul Davuda dedi: Sen, oğlum Davud, mubarek olasın; sen hem yiğitlik yapacak, hem de mutlaka yeneceksin. Ve Davud yoluna gitti, Saul da yerine döndü.

BAP 25

VE Samuel öldü; ve bütün İsrail toplanıp onun için dövündüler, ve onu Ramada kendi evinde gömdüler. Ve Davud kalkıp Paran çölüne indi.
2. Ve Maonda bir adam vardı, ve onun işi Karmelde idi; ve adam çok büyüktü, ve üç bin koyunu ile bin keçisi vardı; ve Karmelde koyunlarını kırkıyordu.
3. Ve adamın adı Nabal, ve karısının adı Abigaildi; ve kadın çok anlayışlı, ve bakılışı güzeldi; adam ise, kaba ve işlerinde kötü idi; ve o Kaleb evindendi.
4. Ve Nabalın koyunlarını kırkmakta olduğunu Davud çölde işitti.
5. Ve Davud on uşak gönderdi, ve Davud uşaklara dedi: Karmele çıkın; ve Nabalın yanına gidin, ve tarafımdan ona selâm edin;
6. ve ona böyle dersiniz: Var olasın, ve sana selâmet, ve evine selâmet, ve seninkilerin hepsine selâmet!
7. Ve şimdi, sende kırkıcılar olduğunu işittim; işte, senin çobanların yanımızda idiler, ve onları utandırmadık, ve Karmelde bulundukları bütün günler hiç bir şeylerinin eksildiğini görmediler.
8. Kendi uşaklarına sor, ve sana bildireceklerdir; ve uşaklar senin gözünde lûtuf bulsunlar; çünkü iyi günde geldik; rica ederim, kullarına, ve oğlun Davuda elinden geleni ver.
9. Ve Davudun uşakları geldiler, ve Davudun adı ile Nabala bütün bu sözlere göre söyliyip sustular.
10. Ve Nabal cevap verip Davudun uşaklarına dedi: Davud kim oluyor? Yessenin oğlu da kim oluyor? bugünlerde çok kullar var ki, her biri efendisinden kaçıyor.
11. Ekmeğimi, ve suyumu, ve kırkıcılarım için boğazladığım hayvanlarımın etini alıp da, nereden olduklarını bilmediğim adamlara mı vereyim?
12. Ve Davudun uşakları yollarına dönüp geri gittiler, ve gelip bu sözlerin hepsine göre ona bildirdiler.
13. Ve Davud adamlarına: Herkes kılıcını kuşansın, dedi. Ve herkes kılıcını kuşandı; ve Davud da kılıcını kuşandı; ve dört yüz kişi kadar Davudun ardınca çıktılar, ve iki yüz kişi eşyaların yanında kaldı.
14. Ve Nabalın karısı Abigaile uşaklardan biri bildirip dedi: İşte, efendimize selâm etmek için Davud çölden uşaklar gönderdi; ve onları tersledi.
15. Fakat o adamlar bize çok iyilik etmişlerdi; ve biz utandırılmamıştık, kırda olduğumuz vakit, onlarla yürüdüğümüz bütün günler hiç bir şeyimiz eksilmedi;
16. koyunları güderken, yanlarında olduğumuz bütün günler, gece gündüz bizim için siper oldular.
17. Ve şimdi bak, ve ne yapacağını düşün; çünkü efendimize karşı, bütün evine karşı kötülük kararlaştırılmıştır; çünkü öyle yaramaz bir adamdır ki, kendisine kimse söz söyliyemiyor.
18. Bunun üzerine Abigail çabuk davrandı, ve iki yüz ekmek, ve iki tulum şarap, ve hazırlanmış beş koyun, ve beş ölçek* kavrulmuş buğday, ve yüz salkım kuru üzüm, ve iki yüz parça basılmış incir aldı, ve eşeklere yükletti.
19. Ve uşaklarına dedi: Önüme geçin; işte, ben arkanızdan geliyorum. Fakat kocası Nabala bildirmedi.
20. Ve vaki oldu ki, kadın eşeğe binmiş olarak dağın kapalı tarafından inerken, işte, karşısında Davudla adamları iniyorlardı; ve kadın onlara rast geldi.
21. Ve Davud demişti: Gerçek, bu adamın çölde olan bütün şeylerini boş yere korudum, ve onun bütün şeylerinden hiç biri eksilmedi; ve bana iyilik yerine kötülükle ödedi.
22. Eğer sabah ışığına kadar onun bütün erkeklerinden birini sağ bırakırsam, Allah Davudun düşmanlarına böylesini ve daha ziyadesini yapsın.
* Tartılar ve ölçüler cetveline bak.
23. Ve Abigail Davudu görünce çabuk davranıp eşekten indi, ve Davudun önünde yüz üstü düştü, ve yere kapandı.
24. Ve ayaklarına düşüp dedi: Günah benim üzerimde, efendim, benim üzerimde olsun; ve bırak, cariyen sana söylesin, ve cariyenin sözlerini dinle.
25. Rica ederim, Nabaldan, bu yaramaz adamdan dolayı efendim yüreğine dert komasın; çünkü adı nasılsa kendisi de öyledir; adı Nabaldır,* ve kendisinde ahmaklık vardır; ve ben cariyen, efendimin gönderdiği uşakları görmedim.
26. Ve şimdi efendim, hay olan RABBİN hakkı için, ve senin hayatın hakkı için, mademki RAB seni kana girmekten, ve kendin için elinle öç almaktan alıkoydu, şimdi düşmanların ve efendimin kötülüğünü arıyanlar Nabal gibi olsunlar.
27. Ve şimdi cariyenin efendime getirdiği bu hediye efendimin ardınca yürüyen uşaklara verilsin.
28. Rica ederim, cariyenin günahını bağışla; çünkü RAB mutlaka efendime emin bir ev yapacaktır, çünkü efendim RABBİN cenklerini ediyor; ve bütün günlerinde sende kötülük bulunmıyacaktır.
29. Ve adam seni kovalamak ve canını aramak için kalktığı halde, efendimin canı Allahın RABBİN yanında hayat demetinde bağlı kalacaktır; ve düşmanlarının canlarını, sapanın ortasından atar gibi atacaktır.
30. Ve vaki olacak ki, RAB senin hakkında söylemiş olduğu iyiliğin hepsine göre efendime yapmış, ve seni İsrail üzerine hükümdar kılmış olacağı zaman,
31. ne boş yere kan dökmüş, ve ne de efendime kendisi için öç almış olması, sana keder, ve efendime yürek acısı olmıyacaktır. Ve RAB efendime iyilik ettiği zaman cariyeni hatırla.
* Ahmak.
32. Ve Davud Abigaile dedi: İsrailin Allahı RAB mubarek olsun ki, bugün beni karşılamağa seni gönderdi;
33. ve anlayışın mubarek olsun, ve sen mubarek olasın; kana girmekten, ve öcümü kendi elimle almaktan beni bugün sen alıkoydun.
34. Ve gerçek sana kötülük etmekten beni alıkoyan İsrailin Allahı, hay olan RABBİN hakkı için, eğer beni karşılamak üzre çabuk davranıp gelmese idin, mutlaka sabah ışığına kadar Nabalın erkeklerinden biri bile kalmazdı.
35. Ve kendisine getirmiş olduğu şeyleri Davud onun elinden aldı; ve ona dedi: Selâmetle evine çık; bak, senin sözünü dinledim, ve seni iyi kabul ettim.
36. Ve Abigail Nabalın yanına geldi; ve işte, evinde ziyafet vardı, bir kıral ziyafeti gibi. Ve Nabalın yüreği içinde neşeli idi, ve kendisi çok sarhoştu; ve sabah ışığına kadar az olsun çok olsun kadın ona bir şey bildirmedi.
37. Ve sabahlayın vaki oldu ki, Nabal şaraptan ayıldığı vakit karısı bu şeyleri ona bildirdi, ve içinde yüreği öldü, ve kendisi taş gibi oldu.
38. Ve vaki oldu ki, on gün kadar sonra RAB Nabalı vurdu, ve öldü.
39. Ve Davud Nabalın öldüğünü işitince dedi: Nabal elile olan utancımın davasını gören, ve kulunu kötülükten alıkoyan RAB mubarek olsun; ve Nabalın kötülüğünü RAB onun başına döndürdü. Ve Davud Abigaili kendisine karı olarak almak üzre onunla söyleşmeğe adamlar gönderdi.
40. Ve Davudun kulları Karmele Abigailin yanına geldiler, ve ona: Davud seni kendisine karı olarak almak için bizi sana gönderdi, diye söylediler.
41. Ve kadın kalkıp yüz üstü yere iğildi, ve dedi: İşte, cariyen efendimin kullarının ayaklarını yıkamak için hizmetçidir.
42. Ve Abigail çabuk davrandı, ve kendi ardınca giden beş genç kadını ile beraber kalkıp eşeğe bindi; ve Davudun ulakları ardınca gitti, ve onun karısı oldu.
43. Ve Davud Yizreelden Ahinoamı da aldı; ve ikisi de onun karısı oldular.
44. Ve Saul, kızı Mikalı, Davudun karısını, Gallimden Laiş oğlu Paltiye vermişti.

BAP 24

VE vaki oldu ki, Saul Filistîlerin ardından döndüğü zaman, kendisine: İşte, Davud En-gedi çölündedir, diye bildirildi.
2. Ve Saul bütün İsrailden üç bin seçme adam aldı, ve yaban keçileri kayaları üzerinde Davudla adamlarını aramak için gitti.
3. Ve yol kenarındaki koyun ağıllarına geldi, ve orada bir mağara vardı; ve Saul ayaklarını örtmek için oraya girdi. Ve Davudla adamları mağaranın iç tarafında oturuyorlardı.
4. Ve Davudun adamları kendisine dediler: İşte, RABBİN sana: İşte, düşmanını senin eline vereceğim, ve gözünde iyi görüneni ona yapacaksın, dediği gün bugündür. Ve Davud kalktı, ve Saulun cübbesinin eteğini gizlice kesti.
5. Ve ondan sonra vaki oldu ki, Saulun eteğini kesmiş olduğundan dolayı Davudun yüreği kendisini kötüledi.
6. Ve adamlarına dedi: RAB bana göstermesin ki, efendime, RABBİN mesihine karşı bu işi yapayım, ona el uzatayım, çünkü o RABBİN mesihidir.
7. Ve Davud bu sözlerle adamlarının önüne geçti, ve Saula karşı kalkmağa bırakmadı. Ve Saul mağaradan kalkıp yoluna gitti.
8. Ve ondan sonra Davud kalktı, ve mağaradan çıktı, ve Saulun ardından: Efendim, kıral! diye bağırdı. Ve Saul arkasına baktı, ve Davud yüzü yere doğru iğilip kapandı.
9. Ve Davud Saula dedi: İşte, Davud senin zararını arıyor, diyen adamların sözlerini niçin dinliyorsun?
10. Bugün mağarada RABBİN nasıl seni elime verdiğini, işte, gözün bugün gördü; ve seni öldürmemi söylediler; fakat gözüm seni esirgedi; ve dedim: Efendime karşı elime uzatmam; çünkü RABBİN mesihidir.
11. Ve bak, ey baba, evet, elimdeki cübbenin eteğine bak; senin cübbenin eteğini kesip seni öldürmediğimden bil ve gör ki, elimde kötülük ve günah yoktur, ve sen canımı almak için onu avladığın halde, ben sana karşı suç etmedim.
12. Seninle benim aramda RAB hükmetsin, ve RAB senden öcümü alsın; fakat benim elim sana karşı kalkmıyacaktır.
13. Eski adamların meseli: Kötülerden kötülük çıkar, dediği gibi, benim elim de sana karşı kalkmıyacaktır.
14. İsrailin kıralı kimin ardından çıktı? sen kimin ardını kovalıyorsun? ölü bir köpeğin ardını, bir pirenin ardını.
15. Ve RAB hâkim olsun, ve seninle benim aramda hükmedip baksın, ve benim davamı görsün, ve beni senin elinden kurtarsın.
16. Ve vaki oldu ki, Davud bu sözleri Saula söylemeği bitirdiği zaman Saul dedi: Oğlum Davud, bu senin sesin mi? Ve Saul yüksek sesle ağladı.
17. Ve Davuda dedi: Sen benden daha salihsin; çünkü ben sana kötülükle ödediğim halde sen bana iyilikle ödedin.
18. Ve bugün bana karşı iyi davrandığını belli ettin, çünkü RAB beni eline verdi, ve beni öldürmedin.
19. Çünkü bir adam düşmanını bulursa onu iyilikle yoluna gönderir mi? bundan dolayı bugün bana yaptığın iş için RAB sana iyilikle ödesin.
20. Ve şimdi, işte, mutlaka kırallık edeceğini, ve İsrail kırallığının senin elinle durdurulacağını biliyorum.
21. Ve benden sonra zürriyetimi kesmiyeceğine, ve babamın evinden benim adımı kaldırmıyacağına, şimdi bana RABBİN hakkı için and et.
22. Ve Davud Saula and etti. Ve Saul evine gitti; ve Davudla adamları hisara çıktılar.

BAP 23

VE Davuda bildirip dediler: İşte, Filistîler Keilaya karşı cenk ediyorlar, ve harmanları yağma ediyorlar.
2. Ve Davud: Gidip bu Filistîleri vurayım mı? diye RABDEN sordu. Ve RAB Davuda dedi: Git, ve Filistîleri vurup Keilayı kurtar.
3. Ve Davudun adamları kendisine dediler: İşte, biz burada Yahudada korkmaktayız; ya Keilaya, Filistîlerin dizilerine karşı gidersek?
4. Ve Davud RABDEN bir kere daha sordu. Ve RAB ona cevap verip dedi: Kalk, Keilaya in; çünkü Filistîleri senin eline vereceğim.
5. Ve Davudla adamları Keilaya gittiler, ve Filistîlere karşı cenkettiler, ve onların hayvanlarını sürdüler, ve onları büyük vuruşla vurdular. Ve Davud Keila ahalisini kurtardı.
6. Ve vaki oldu ki, Ahimelekin oğlu Abiatar Keilaya Davudun yanına kaçtığı zaman, efod elinde olarak indi.
7. Ve Davudun Keilaya geldiği Saula bildirildi. Ve Saul dedi: Allah onu bana sattı; çünkü kapıları ve sürgüleri olan bir şehre girmekle kapanmış oldu.
8. Ve Saul Keilaya inmek ve Davudla adamlarını kuşatmak için bütün kavmı cenge çağırdı.
9. Ve Saulun kendisine karşı kötülük kurmakta olduğunu Davud biliyordu, ve kâhin Abiatara: Efodu buraya getir, dedi.
10. Ve Davud dedi: Ey İsrailin Allahı RAB, benim yüzümden şehri helâk etmek için, Saulun Keilaya gelmeğe çalıştığını bu kulun muhakkak olarak işitti.
11. Keila erleri beni onun eline verecekler mi? Saul, senin kulunun işittiği gibi inecek mi? Ey İsrailin Allahı RAB, niyaz ederim, bu kuluna bildir. Ve RAB: İnecek, dedi.
12. Ve Davud dedi: Keila erleri beni ve adamlarımı Saulun eline verecekler mi? Ve RAB: Verecekler, dedi.
13. Ve Davudla altı yüz kişi kadar olan adamları kalktılar, ve Keiladan çıktılar, ve gidebildikleri yere gittiler. Ve Davudun Keiladan kurtulduğu Saula bildirildi; o da çıkmaktan vaz geçti.
14. Ve Davud çölde hisarlarda oturdu, ve Zif çölündeki dağlıkta kaldı. Ve Saul her gün onu arıyordu, fakat Allah Davudu onun eline vermedi.
15. Ve Saulun, canını aramak için çıktığını Davud gördü; ve Davud Zif çölünde ormanda idi.
16. Ve Saulun oğlu Yonatan kalktı, ve ormana Davudun yanına gitti, ve onun elini Allah ile kuvvetlendirdi.
17. Ve ona dedi: Korkma, çünkü babam Saulun eli seni bulmıyacaktır; ve sen İsrail üzerine kıral olacaksın, ve ben sana ikinci olacağım; babam Saul da bunu biliyor.
18. Ve ikisi de RABBİN önünde ahdettiler; ve Davud ormanda kaldı, ve Yonatan evine gitti.
19. Ve Zifliler Gibeaya Saulun yanına çıkıp dediler: Davud bizim yanımızda, çölün cenubundaki Hakila tepesinde, ormanda, hisarlarda gizlenmiyor mu?
20. Ve canının bütün inmek arzusuna göre, ey kıral, şimdi in; onu kıralın eline vermek de bize düşer.
21. Ve Saul dedi: Siz RAB tarafından mubarek olasınız, çünkü bana acıdınız.
22. Gidin, rica ederim, daha iyi araştırın, ve ayağının olduğu yeri, orada onu kimin gördüğünü anlayın ve görün; çünkü onun çok kurnazlıkla davrandığını bana söyliyorlar.
23. Bütün gizlendiği yerleri görün ve anlayın, ve tekrar doğru haberle yanıma gelin, ben de sizinle giderim; ve vaki olacak ki, eğer o memlekette ise, bütün Yahuda binleri arasında onu araştırırım.
24. Ve kalktılar, ve Saulun önünce Zife gittiler; ve Davudla adamları Arabada,* çölün cenubunda, Maon çölünde idiler.
25. Ve Saul ile adamları onu aramak için gittiler. Ve Davuda bildirildi; ve kayaya indi, ve Maon çölünde oturdu. Ve Saul bunu işitince Maon çölünde Davudun ardını kovaladı.
26. Ve Saul dağın bir tarafından ve Davudla adamları dağın obir tarafından yürümekte idiler; ve Davud Saulun önünden kurtulmak için çabuk davrandı; çünkü Saulla adamları Davudu ve adamlarını tutmak için onları kuşattılar.
27. Ve Saulun yanına bir ulak gelip dedi: Çabuk ol, ve gel; çünkü Filistîler memlekete akın ettiler.
28. Ve Saul Davudu kovalamaktan döndü, ve Filistîlere karşı gitti; onun için o yere Sela-hammahlekot* denildi.
29. Ve Davud oradan çıkıp En-gedi hisarlarında oturdu.
* Lût Denizi cenubunda ve şimalinde bulunan derin vadi.
* Ayrılışlar kayası.

BAP 22

VE Davud oradan yola çıktı, ve Adullam mağarasına sığındı; ve kardeşlerile babasının bütün ev halkı işittikleri zaman, oraya onun yanına indiler.
2. Ve sıkıntıda olan herkes, ve borçlu olan herkes, ve canı yanmış olan herkes onun yanına toplandılar; ve onların üzerine reis oldu; ve onun yanında dört yüz kişi kadar vardı.
3. Ve Davud oradan Moab Mitspesine gitti; ve Moab kıralına dedi: Rica ederim, Allahın bana ne yapacağını ben bilinciye kadar babamla anam çıkıp yanınızda kalsınlar.
4. Ve onları Moab kıralının önüne getirdi; ve Davudun hisarda olduğu bütün günlerde onun yanında oturdular.
5. Ve peygamber Gad Davuda: Hisarda oturma, git, ve Yahuda diyarına gir, dedi. Ve Davud gidip Heret ormanına girdi.
6. Ve Saul, Davudla yanında olan adamların bulunduklarını işitti; ve Saul Gibeada oturuyordu, Ramadaki ılgın ağacı altında idi, ve mızrağı elinde idi, ve bütün kulları etrafında duruyorlardı.
7. Ve Saul etrafında duran kullarına dedi: Ey Benyaminîler, şimdi dinleyin; Yessenin oğlu hepinize tarlalar ve bağlar mı verecek, hepinizi binbaşı ve yüzbaşı mı edecek ki,
8. hepiniz bana karşı düzen kurdunuz, ve benim oğlum Yessenin oğlu ile ahdettiği vakit kulağımı açan olmadı, ve sizden benim için kederlenen olmadı, yahut, bugün olduğu gibi, pusu kurmak için oğlum bana karşı kulumu ayaklandırdı diye kulağımı açan olmadı?
9. Ve Edomî Doeg cevap verdi, o da Saulun kullarının yanında duruyordu, ve dedi: Yessenin oğlunun Noba, Ahitubun oğlu Ahimelekin yanına geldiğini gördüm.
10. Ve onun için RABDEN sordu, ve ona azık verdi, Filistî Golyatın kılıcını da ona verdi.
11. Ve kıral, Ahitubun oğlu kâhin Ahimeleki, ve babasının bütün ev halkını, Nobda olan kâhinleri çağırmak için adam gönderdi; ve hepsi kıralın yanına geldiler.
12. Ve Saul dedi: Ey Ahitubun oğlu, şimdi dinle. Ve dedi: İşte ben, efendim.
13. Ve Saul ona dedi: Bugün olduğu gibi pusu kurmak için bana karşı ayaklansın diye kendisine ekmek ve kılıç vererek, ve onun için Allahtan sorarak sen ve Yessenin oğlu neden bana karşı düzen kurdunuz?
14. Ve Ahimelek kırala cevap verip dedi: Kıralın damadı olan, müşavere meclisine alınan, ve senin evinde itibarlı olan Davud gibi bütün kullarının arasında sadık olan kimdir?
15. Onun için Allahtan sormağa bugün mü başladım? benden uzak olsun; kıral bu kulu üzerine, babamın bütün ev halkı üzerine suç atmasın; çünkü, küçük olsun büyük olsun, bu kulun bu işten bir şey bilmiyor.
16. Ve kıral dedi: Ey Ahimelek, sen ve babanın bütün ev halkı, mutlaka öleceksiniz.
17. Ve kıral yanında duran koşucu askere dedi: Dönün, ve RABBİN kâhinlerini öldürün; çünkü onlar da Davudla elbirlik ettiler, çünkü onun kaçtığını bildiler de benim kulağımı açmadılar. Fakat kıralın kulları RABBİN kâhinlerini vurmak için ellerini uzatmak istemediler.
18. Ve kıral Doege dedi: Sen dön, ve kâhinleri vur. Ve Edomî Doeg döndü, ve kâhinleri vurdu, ve o gün keten efod giyen seksen beş kişi öldürdü.
19. Ve kâhinlerin şehri olan Nobu kılıçtan geçirdi, erkekten kadına kadar, çocuklardan emzikte olanlara kadar, ve öküzleri, ve eşekleri ve koyunları da kılıçtan geçirdi.
20. Ve Ahitubun oğlu Ahimelekin oğullarından Abiatar adlı biri kurtulup Davudun ardınca kaçtı.
21. Ve Saulun, RABBİN kâhinlerini öldürdüğünü Abiatar Davuda bildirdi.
22. Ve Davud Abiatara dedi: Mademki Edomî Doeg orada idi, mutlaka Saula bildireceğini o gün anlamıştım; babanın bütün ev halkının ölümüne ben sebep oldum.
23. Benim yanımda kal, korkma; çünkü benim canımı arıyan senin canını da arıyor; çünkü yanımda emniyette olursun.

BAP 21

VE Davud Noba, kâhin Ahimelekin yanına geldi; ve Ahimelek titriyerek Davudu karşılıyıp ona dedi: Niçin yalnızsın, ve yanında kimse yok?
2. Ve Davud kâhin Ahimeleke dedi: Kıral bana bir iş emretti, ve bana: Seni gönderdiğim ve sana emrettiğim iş hakkında kimse bir şey bilmesin; ve uşakları filân filân yere tayin ettim, dedi.
3. Ve şimdi senin yanında ne var? elime beş ekmek yahut ne varsa ver.
4. Ve kâhin Davuda cevap verip dedi: Yanımda bayağı ekmek yok, ancak, uşaklar kendilerini kadından sakındılarsa, mukaddes ekmek var.
5. Ve Davud kâhine cevap verip ona dedi: Gerçek üç günden beri kadından uzak kaldık; çıktığım zaman, bu bayağı bir yolculuk iken bile, uşakların torbaları takdis edilmişti; bugün torbaları daha ne kadar ziyade mukaddes olacaktır.
6. Ve kâhin ona mukaddes ekmek verdi; çünkü, RABBİN önünden alındığı günde yerine sıcak ekmek koymak için kaldırılan huzur ekmeğinden başka orada ekmek yoktu.
7. Ve Saulun kullarından biri o gün orada idi; RABBİN önünde alıkonmuştu; ve onun adı Edomî Doeg olup Saulun çobanlarının başı idi.
8. Ve Davud Ahimeleke dedi: Burada yanında bir mızrak yahut bir kılıç yok mu? çünkü kıralın işi acele olduğu için ne kılıcımı ne silâhlarımı yanıma almadım.
9. Ve kâhin dedi: Ela vadisinde vurduğun Filistî Golyatın kılıcı, işte, o beze sarılı olarak efodun arkasındadır; eğer onu alırsan al; çünkü burada ondan başkası yoktur. Ve Davud dedi: Onun eşi yoktur; onu bana ver.
10. Ve Davud kalkıp o gün Saulun önünden kaçtı, ve Gat kıralı Akişin yanına gitti.
11. Ve Akişin kulları ona dediler: Diyarın kıralı bu Davud değil mi? rakıslarda birbirine:
 Saul vurdu binlerini,
 Davud da on binlerini,
diye terennüm etmeleri bunun hakkında değil midir?
12. Ve Davud bu sözleri yüreğine koydu, ve Gat kıralı Akişten çok korktu.
13. Ve onların önünde tavrını değiştirdi, ve onların elinde kendisini deli gösterir, ve kapının kanatlarını tırmalardı, ve salyasını sakalına akıtırdı.
14. Ve Akiş kullarına dedi: İşte, görüyorsunuz ki, adam delidir; niçin onu yanıma getirdiniz?
15. Ben delilere muhtaç mıyım ki, önümde delilik etsin diye bunu getirdiniz? Bu benim evime girer mi?

BAP 20

VE Davud Ramadaki Nayottan kaçtı, ve gelip Yonatanın önünde dedi: Ne yaptım? fesadım nedir? ve babana karşı suçum nedir ki canımı arıyor?
2. Ve ona dedi: Uzak olsun; ölmiyeceksin; işte, büyük iş olsun küçük iş olsun, babam bana açmadan bir şey yapmaz; ve niçin babam bu şeyi benden gizlesin? öyle değildir.
3. Ve Davud da and edip dedi: Senin gözünde lûtuf bulduğumu baban iyi bilir; ve: Yonatan bunu bilmesin, yoksa kederlenir, diyor; fakat gerçek hay olan RABBİN hakkı için, ve senin hayatın hakkı için, ölüm ile benim aramda ancak bir adım vardır.
4. Ve Yonatan Davuda dedi: Canın ne dilerse senin için onu yaparım.
5. Ve Davud Yonatana dedi: İşte, yarın ay başıdır, ve mutlaka kıralla yemeğe oturmalıyım; fakat beni gönder, ve üçüncü günün akşamına kadar kırda saklanayım.
6. Eğer baban beni arıyacak olursa, o vakit de: Davud kendi şehrine Beyt-leheme seğirtmek için benden izin istedi; çünkü orada bütün aşiretin yıllık kurbanı var.
7. Eğer: Pek iyi, derse, senin kuluna selâmettir; fakat öfkelenirse, bil ki onun tarafından kötülüğe karar verilmiştir.
8. Bundan dolayı kuluna inayet et; çünkü kulunu kendinle RABBİN ahdine soktun; fakat bende fesat varsa beni sen öldür; çünkü niçin beni babana götüresin?
9. Ve Yonatan dedi: Senden uzak olsun; çünkü senin üzerine gelsin diye babam tarafından kötülüğe karar verilmiş olduğunu bilmiş olsaydım, sana onu bildirmez mi idim?
10. Ve Davud Yonatana dedi: Şayet baban sana sert cevap verirse, bana kim bildirecek?
11. Ve Yonatan Davuda dedi: Gel de kıra çıkalım. Ve ikisi de kıra çıktılar.
12. Ve Yonatan Davuda dedi: İsrailin Allahı RAB şahit olsun; yarın, yahut obir gün bu vakitlerde ben babamın ağzını arıyınca, işte, eğer Davuda iyilik varsa, o zaman sana gönderip açmaz mıyım?
13. Eğer sana kötülük etmek babama iyi görünür de sana bunu açmazsam, ve selâmetle gidesin diye seni göndermezsem, RAB Yonatana böyle, ve daha ziyadesini yapsın; ve RAB nasıl babamla beraber oldu ise seninle de beraber olsun.
14. Ve RABBİN inayetini ben ölmiyeyim diye ancak ben hayatta iken bana gösterecek değilsin;
15. fakat inayetini ebediyen evimden de kesmiyeceksin, RAB Davudun bütün düşmanlarını yeryüzü üzerinden attığı zaman da kesmiyeceksin.
16. Ve Yonatan Davud evi ile ahdedip dedi: RAB Davudun düşmanlarının elinden istesin.
17. Ve Yonatan Davuda olan sevgisinden ötürü ona bir daha and ettirdi; çünkü onu canı gibi severdi.
18. Ve Yonatan ona dedi: Yarın ay başıdır; ve aranacaksın, çünkü yerin boş olacak.
19. Ve üç gün kaldıktan sonra, çabuk inersin, ve o iş olduğu gün saklandığın yere gelirsin, ve Ezel taşı yanında oturursun.
20. Ve ben, bir nişana atıyormuşum gibi onun yanına üç ok atarım.
21. Ve işte: Git, okları bul, diyerek uşağı gönderirim. Eğer uşağa: İşte, oklar senden beridedir, onları al, dersem, sen gel; çünkü senin için selâmettir, ve hay olan RABBİN hakkı için bir şey yoktur.
22. Fakat eğer uşağa: İşte, oklar senden ötededir, dersem, yoluna git; çünkü RAB seni göndermiştir.
23. Benim ve senin aramızda konuştuğumuz şeye gelince, işte, RAB daima seninle benim aramdadır.
24. Ve Davud kırda saklandı; ve ay başı olunca kıral ekmek yemeğe oturdu.
25. Ve kıral yerine, evelki defalar olduğu gibi, duvarın yanındaki yere oturdu; ve Yonatan ayağa kalktı, ve Abner Saulun yanında oturdu; fakat Davudun yeri boştu.
26. Ve Saul o gün bir şey söylemedi; çünkü dedi: Başına bir şey gelmiştir, tahir değildir; mutlaka tahir değildir.
27. Ve ertesi gün, ayın ikinci gününde, Davudun yeri boştu; ve Saul oğlu Yonatana dedi: Niçin Yessenin oğlu dün de bugün de yemeğe gelmedi?
28. Ve Yonatan Saula cevap verdi: Davud Beyt-leheme gitmek için ısrarla benden izin istedi;
29. ve dedi: Rica ederim, beni gönder; çünkü şehirde aşiretimizin kurbanı var; ve orada bulunmağı kardeşim bana emretti; ve şimdi, eğer gözünde lûtuf buldumsa, rica ederim, gideyim, ve kardeşlerimi göreyim. Kıralın sofrasına bundan dolayı gelmedi.
30. Ve Yonatana karşı Saulun öfkesi alevlendi, ve ona dedi: Ey sapık ve âsi kadının oğlu, kendi utancın ve ananın çıplaklığı utancı için Yessenin oğlunu kendine seçmiş olduğunu ben bilmiyor muyum?
31. Çünkü Yessenin oğlu yeryüzünde yaşadıkça, ne sen yerinde duracaksın, ne de kırallığın. Ve şimdi gönderip onu yanıma getirt, çünkü o ölmelidir.
32. Ve Yonatan babası Saula cevap verdi, ve ona dedi: Niçin öldürülsün? o ne yaptı?
33. Ve Saul onu vurmak için mızrağını attı; ve Yonatan Davudu öldürmeğe babası tarafından karar verilmiş olduğunu anladı.
34. Ve Yonatan kızgın öfke ile sofradan kalktı, ve ayın ikinci gününde ekmek yemedi; çünkü Davud için kederli idi, çünkü babası onu utandırmıştı.
35. Ve Yonatan Davudla tayin ettiği vakitte sabahlayın kıra çıktı, ve yanında küçük bir uşak vardı.
36. Ve uşağına dedi: Koş, atacağım okları şimdi bul. Ve uşak koşarken Yonatan ondan öte bir ok attı.
37. Ve uşak Yonatanın attığı okun yerine varınca, Yonatan uşağın ardından çağırıp dedi: Ok senden ötede değil mi?
38. Ve Yonatan uşağın ardından çağırıp: Çabuk ol, koş, durma, dedi. Ve Yonatanın uşağı okları toplayıp efendisinin yanına geldi.
39. Ve uşak bir şey anlamadı; ancak işi Yonatanla Davud biliyorlardı.
40. Ve Yonatan silâhlarını uşağına verdi, ve ona: Git, bunları şehre götür, dedi.
41. Ve uşak gidince Davud cenup tarafından ayağa kalktı, ve yüzüstü yere kapanıp üç kere iğildi; öpüşüp ağlaştılar; hele Davud daha çok ağladı.
42. Ve Yonatan Davuda dedi: Selâmetle git, çünkü ikimiz: Seninle benim aramda, ve senin zürriyetinle benim zürriyetim arasında ebediyen RAB olacaktır, diyerek RABBİN ismile and ettik. Ve o kalkıp gitti; Yonatan da şehre girdi.

BAP 19

VE Saul oğlu Yonatana ve bütün kullarına Davudu öldürmelerini söyledi. Ve Saulun oğlu Yonatan Davuddan çok hoşlanıyordu.
2. Ve Yonatan Davuda bildirip dedi: Babam Saul seni öldürmeğe çalışıyor; ve şimdi rica ederim, sabahlayın kendini sakın, ve gizli bir yerde oturup saklan;
3. ve ben çıkacağım, ve senin bulunacağın kırda babamın yanında duracağım, ve senin hakkında babamla konuşacağım; ve eğer bir şey görürsem sana bildireceğim.
4. Ve Yonatan babası Saula Davud hakkında iyilik söyliyip ona dedi: Kıral kuluna, Davuda, karşı suç etmesin; çünkü sana karşı o suç etmedi, ve çünkü onun işleri senin için çok iyi olmuştur;
5. ve canını avucuna alıp Filistîyi vurdu, ve RAB bütün İsrail için büyük kurtuluş yaptı; sen gördün ve sevindin; ve Davudu boş yere öldürmekle niçin suçsuz kana karşı suç edeceksin?
6. Ve Saul Yonatanın sözünü dinledi; ve Saul: Hay olan RABBİN hakkı için, öldürülmiyecektir, diye and etti.
7. Ve Yonatan Davudu çağırdı, ve Yonatan bütün bu sözleri ona bildirdi. Ve Yonatan Davudu Saulun yanına getirdi, ve evelki gibi onun karşısında idi.
8. Ve bir daha cenk oldu; ve Davud çıkıp Filistîlere karşı cenketti, ve onları büyük vuruşla vurdu; ve onun önünden kaçtılar.
9. Ve Saul mızrağı elinde olarak evinde otururken RAB tarafından kötü bir ruh onun üzerinde idi; ve Davud elile çenk çalıyordu.
10. Ve Saul Davudu mızrakla duvara çakmağa çalıştı; ve Davud Saulun önünden kaçındı, ve mızrağı duvara sapladı; ve Davud kaçıp o gece kurtuldu.
11. Ve Saul Davudu beklemek ve kendisini sabahlayın öldürmek için evine ulaklar gönderdi, ve Davudun karısı Mikal ona bildirip dedi: Eğer bu gece canını kurtarmazsan, yarın öldürüleceksin.
12. Ve Mikal Davudu pencereden indirdi; ve o gitti, ve kaçıp kurtuldu.
13. Ve Mikal terafimi alıp yatağa koydu, ve keçi kılından yastığı onun başına koydu, ve yorganla örttü.
14. Ve Saul Davudu almak için ulaklar gönderdi, ve kadın: O hastadır, dedi.
15. Ve Saul: Onu yatak içinde yanıma çıkarın da öldüreyim, diyerek Davudu görmek için ulaklar gönderdi.
16. Ve ulaklar içeri girdiler, ve işte, terafim yatakta, ve keçi kılından yastık onun başında idi.
17. Ve Saul Mikala dedi: Niçin beni böyle aldattın, ve düşmanımı gönderdin de kurtuldu? Ve Mikal Saula cevap verdi: Davud bana dedi: Beni salıver; niçin seni öldüreyim?
18. Ve Davud kaçıp kurtuldu, ve Ramaya Samuelin yanına geldi, ve Saulun kendisine yaptığı her şeyi ona bildirdi. Ve Samuelle beraber gidip Nayotta oturdular.
19. Ve: İşte, Davud Ramadaki Nayottadır, diye Saula bildirildi.
20. Ve Saul Davudu almak için ulaklar gönderdi; ve peygamber zümresinin peygamberlik etmekte, ve Samuelin baş olarak üzerlerinde durmakta olduğunu görünce, Saulun ulakları üzerine de Allahın Ruhu geldi, ve onlar da peygamberlik ettiler.
21. Ve Saula bildirdiler, ve başka ulaklar gönderdi, ve onlar da peygamberlik ettiler. Ve Saul üçüncü defa olarak yine ulaklar gönderdi, bunlar da peygamberlik ettiler.
22. Bunun üzerine kendisi de Ramaya gitti, ve Sekuda olan büyük kuyuya geldi; ve sorup dedi: Samuelle Davud neredeler? Ve bir adam dedi: İşte, Ramadaki Nayotta.
23. Ve oraya, Ramadaki Nayota gitti; ve kendi üzerine de Allahın Ruhu geldi, ve Ramadaki Nayota varıncıya kadar peygamberlik ederek gidiyordu.
24. Ve o da esvabını çıkardı, ve kendisi de Samuelin önünde peygamberlik etti, ve bütün o gün, ve bütün o gece çıplak olarak yattı. Bundan dolayı: Saul da mı peygamberler arasında? derler.

BAP 18

VE Saula söylemeği bitirdiği zaman, Yonatanın canı Davudun canına bağlandı, ve Yonatan onu canı gibi sevdi.
2. Ve Saul o gün onu aldı, ve babasının evine dönmeği bırakmadı.
3. Ve Yonatan Davudla ahdetti, çünkü onu canı gibi seviyordu.
4. Ve Yonatan üzerinde olan cübbeyi çıkarıp onu, ve kılıcına, ve yayına ve kuşağına kadar esvabını Davuda verdi.
5. Ve Davud Saulun kendisini gönderdiği her yere çıktı, ve akıllı davrandı; ve Saul onu cenk adamlarının üzerine koydu, ve bu bütün kavmın gözünde, ve Saulun kullarının gözünde de iyi göründü.
6. Ve Davud Filistîyi vurup döndüğü zaman, onlar gelirken, bütün İsrail şehirlerinden kadınlar, Saulu karşılamak için teflerle, sevinçle, ve üç telli sazlarla terennüm ve raksederek çıktılar.
7. Ve kadınlar oynarken karşılıklı terennüm edip diyorlardı:
Saul vurdu binlerini,
Davud da on binlerini.
8. Ve Saul çok öfkelendi, ve bu söz gözünde kötü göründü; ve dedi: Davuda on binleri verdiler, bana ancak binleri verdiler; ve artık ona ancak kırallık kaldı.
9. Ve o günden sonra Saul Davuda iğri gözle baktı.
10. Ve ertesi gün, Allah tarafından Saulun üzerine kötü bir ruh kuvvetle geldi, ve evin ortasında peygamberlik ediyordu; Davud da her gün yaptığı gibi elile çenk çalıyordu. Ve Saulun elinde mızrak vardı;
11. ve Saul: Davudu duvara çakayım, diye mızrağı attı. Fakat Davud onun önünden iki kere yana çekildi.
12. Ve Saul Davuddan korktu, çünkü RAB onunla beraberdi, ve Sauldan ayrılmıştı.
13. Ve Saul onu yanından uzaklaştırdı, ve onu kendine binbaşı etti; ve Davud kavmın önünde çıkar ve girerdi.
14. Ve Davud bütün yollarında akıllı davrandı; ve RAB onunla beraberdi.
15. Ve Saul onun çok akıllı davrandığını görüyor, ve ondan yılıyordu.
16. Ve bütün İsraille Yahuda Davudu seviyorlardı; çünkü onların önünde çıkıyor ve giriyordu.
17. Ve Saul Davuda dedi: İşte, büyük kızım Merab, onu karı olarak sana vereceğim; ancak benim uğrumda cesur ol, ve RABBİN cenklerini et. Çünkü Saul: Ona karşı benim elim değil, fakat Filistîlerin eli olsun, diyordu.
18. Ve Davud Saula dedi: Ben kimim, ve hayatım, ve İsrailde babamın aşireti nedir ki kıralın damadı olayım?
19. Ve vaki oldu ki, Saulun kızı Merab Davuda verileceği vakitte, kız Meholalı Adriele karı olarak verildi.
20. Ve Saulun kızı Mikal Davudu severdi; ve Saula bildirdiler, ve bu onun gözünde hoş göründü.
21. Ve Saul: Ona tuzak olsun, ve Filistîlerin eli ona karşı olsun, diye Mikalı kendisine vereyim, diyordu. Ve Saul Davuda dedi: Bugün ikinci kere olarak damadım olacaksın.
22. Ve Saul kullarına emretti: Davuda gizlice söyliyip deyin: İşte, kıral senden hoşlanıyor, ve bütün kulları seni seviyorlar; ve şimdi kırala damat ol.
23. Ve Saulun kulları bu sözleri Davuda söylediler. Ve Davud dedi: Ben fakir ve ehemmiyetsiz bir adamken, kıralın damadı olmak gözünüze hafif bir şey mi görünüyor?
24. Ve Saulun kulları: Davud böyle söyledi, diyerek kendisine bildirdiler.
25. Ve Saul dedi: Davuda şöyle diyeceksiniz: Kıral ağırlık istemiyor; ancak kıralın düşmanlarından öç almak için yüz Filistî gulfesi istiyor. Ve Saul Davudu Filistîlerin elile düşürmeği kurmuştu.
26. Ve Saulun kulları Davuda bu sözleri bildirdiler, ve kıralın damadı olmak Davudun gözüne hoş göründü. Ve günler dolmamıştı;
27. ve Davud kalkıp adamları ile gitti, ve Filistîler arasında iki yüz kişi vurdu; ve Davud kıralın damadı olmak için onların gulfelerini getirdi, ve onları tam sayısı ile kırala verdiler. Ve Saul kızı Mikalı karı olarak ona verdi.
28. Ve RABBİN Davudla beraber olduğunu Saul görüp bildi; ve Saulun kızı Mikal onu seviyordu.
29. Ve Saul artık Davuddan ziyadesile korktu; ve Saul bütün günler Davudun düşmanı oldu.
30. Ve Filistîlerin reisleri çıktılar; ve onlar kaç kere çıktılarsa, Davud Saulun bütün adamlarından akıllı davrandı, ve onun adı çok değerli oldu.

BAP 17

VE Filistîler cenk için ordularını topladılar; ve Yahudanın Soko şehrinde toplandılar, ve Soko ile Azeka arasında, Efes-dammimde ordugâh kurdular.
2. Ve Saul ile İsrail adamları toplandılar, ve Ela deresinde ordugâh kurdular, ve Filistîlere karşı cenge dizildiler.
3. Ve Filistîler dağda bir tarafta duruyorlardı, ve İsrailîler dağda obir tarafta duruyorlardı; ve aralarında dere vardı.
4. Ve Filistîler ordugâhından adı Golyat olan Gatlı pehlivan çıktı, boyu altı arşın* ve bir karıştı.*
5. Ve başında tunç başlık vardı, ve üzerine pullu zırh giyinmişti; zırhın ağırlığı beş bin şekel tunçtu.
6. Ve baldırları üzerinde tunç zırhlar vardı, ve omuzları arasında tunç kargı vardı.
7. Ve mızrağının sapı çulha tezgâhı sırığı gibi idi; ve mızrağının başı altı yüz şekel ağırlığında demirdi; ve kalkan taşıyan uşağı önünde gidiyordu.
8. Ve durdu, ve İsrail dizilerine bağırıp onlara dedi: Niçin cenge dizilmeğe çıktınız? Ben Filistî değil miyim, siz de Saulun kulları değil misiniz? Kendiniz için bir adam seçin de yanıma insin.
9. Eğer benimle cenk edebilir, ve beni vurursa, o zaman size kul oluruz; fakat eğer ben onu yener ve onu vurursam, o zaman siz bize kul olursunuz, ve bize kulluk edersiniz.
10. Ve Filistî dedi: Bugün ben İsrail dizilerine meydan okuyorum; bana bir adam verin de karşı karşıya cenkleşelim.
11. Ve Filistînin bu sözlerini işitince Saul ve bütün İsrail yılgınlığa düştüler, ve çok korktular.
* Tartılar ve ölçüler cetveline bak.
12. Ve Davud, Beyt-lehem-yahudadan, adı Yesse olan o Efratlının oğlu idi; ve bu adamın sekiz oğlu vardı; ve Saulun günlerinde kocamıştı, adamlar arasında yaşta ilerlemişti.
13. Ve Yessenin üç büyük oğlu Saulun ardınca cenge gitmişlerdi; ve cenge giden üç oğlunun adları şunlardı: ilki Eliab, ve ikincisi Abinadab, ve üçüncüsü Şamma.
14. Ve Davud en küçüğü idi; ve üç büyük oğlu Saulun ardınca gitmişlerdi.
15. Ve Davud Beyt-lehemde babasının koyunlarını gütmek için Saulun yanında gider ve dönerdi.
16. Ve Filistî kırk gün, sabah ve akşam ilerliyip karşılarında duruyordu.
17. Ve Yesse, oğlu Davuda dedi: Şimdi kardeşlerin için bu kavrulmuş buğdaydan bir efayı, ve bu on ekmeği al, ve ordugâha kardeşlerine koş;
18. ve bu on parça peyniri binbaşıya götür, ve kardeşlerinin hal ve hatırını sor, ve onlardan bir nişane al.
19. Ve onlarla Saul ve bütün İsrail adamları Ela deresinde Filistîlerle cenkleşmekte idiler.
20. Ve Davud sabahlayın erken kalktı, ve koyunları bekçiye bıraktı, ve Yessenin kendisine emrettiği gibi alıp gitti; ve arabalar ordugâhına geldiği zaman ordu cenk meydanına çıkıyordu, ve cenk için bağırıyorlardı.
21. Ve İsraille Filistîler dizi diziye karşı olmak üzre dizildiler.
22. Ve Davud eşyasını eşya bekçisinin eline verdi, ve diziye koşup geldi, ve kardeşlerinin hal ve hatırını sordu.
23. Ve onlarla söyleşirken, işte, adı Golyat olan Gatlı Filistî pehlivan, Filistî dizilerinden çıkıyordu, ve evelki sözler gibi söyledi; ve Davud işitti.
24. Ve bütün İsrailîler adamı gördükleri zaman önünden kaçtılar, ve çok korktular.
25. Ve İsrailîler dediler: Bu çıkan adamı gördünüz mü? gerçek İsraile meydan okumağa çıkıyor; ve vaki olacak ki, kim onu vurursa kıral onu büyük zenginlikle zengin edecektir, ve kızını ona verecektir, ve babasının evini İsrailde serbest kılacaktır.
26. Ve Davud yanında duran adamlara söyliyip dedi: Bu Filistîyi vuracak ve İsrailden utancı kaldıracak adama ne yapılacak? Çünkü hay olan Allahın dizilerine meydan okuyan bu sünnetsiz Filistî kim oluyor?
27. Ve kavm: Onu vuracak adama şöyle yapılacak, diyerek o söze göre kendisine söylediler.
28. Ve adamlarla söyleşirken büyük kardeşi Eliab işitti; ve Davuda karşı Eliabın öfkesi alevlenip dedi: Niçin indin? Ve o bir kaç koyunu çölde kime bıraktın? senin kibrini ve yüreğinin kötülüğünü bilirim, mutlaka cengi görmek için inmişsindir.
29. Ve Davud dedi: Şimdi ben ne yaptım? ancak bir söz değil mi idi?
30. Ve onun yanından dönüp ayni, sözü başka birine söyledi; ve kavm ona önce olduğu gibi cevap verdiler.
31. Ve Davudun söylediği sözler işitilince, onları Saula bildirdiler; ve onu getirtti.
32. Ve Davud Saula dedi: O adamdan dolayı kimsenin yüreği zayıflamasın; kulun gidip bu Filistî ile cenk edecektir.
33. Ve Saul Davuda dedi: Bu Filistî ile cenketmek için sen ona karşı gidemezsin; çünkü sen gençsin, fakat o gençliğinden beri cenk adamıdır.
34. Ve Davud Saula dedi: Kulun babasının koyunlarını güderdi; ve aslan, yahut ayı geldiği, ve sürüden bir kuzu aldığı zaman,
35. ben ardından çıkar ve onu vururdum, ve ağzından kuzuyu kurtarırdım; ve bana karşı kalkarsa sakalından tutup onu vurur öldürürdüm.
36. Kulun hem aslanı, hem ayıyı vurmuştur; ve bu sünnetsiz Filistî onlardan biri gibi olacaktır, çünkü hay olan Allahın dizilerine meydan okumuştur.
37. Ve Davud dedi: Aslan pençesinden, ve ayı pençesinden beni kurtaran RAB, bu Filistînin elinden de beni kurtaracaktır. Ve Saul Davuda dedi: Git, ve RAB seninle beraber olsun.
38. Ve Saul kendi esvabını Davuda giydirdi, ve başına tunç başlık koydu, ve ona zırh giydirdi.
39. Ve Davud esvabı üzerine kılıcını kuşandı, ve yürümeğe çalıştı, çünkü alışmamıştı. Ve Davud Saula dedi: Bunlarla yürüyemem; çünkü alışmadım. Ve Davud onları üzerinden çıkardı.
40. Ve eline değneğini aldı, ve vadiden kendine beş çakıl taşı seçti, ve onları üzerinde olan çoban torbasına, dağarcığına koydu; ve sapanı elinde idi; ve Filistîye yaklaştı.
41. Ve Filistî yürüyüp geliyor, ve Davuda yaklaşıyordu; ve kalkanı taşıyan uşak onun önünde idi.
42. Ve Filistî bakındı, ve Davudu görünce onu adam yerine koymadı; çünkü genç, ve kırmızı yüzlü, bakılışı da güzeldi.
43. Ve Filistî Davuda dedi: Ben köpek miyim ki bana değneklerle geliyorsun? Ve Filistî kendi ilâhları ile Davuda lânet etti.
44. Ve Filistî Davuda dedi: Yanıma gel de senin etini göklerin kuşlarına, ve kırın hayvanlarına vereyim.
45. Ve Davud Filistîye dedi: Sen kılıçla, ve mızrakla ve kargı ile üzerime geliyorsun; fakat ben meydan okuduğun İsrail dizilerinin Allahı, ordular RABBİNİN ismile senin üzerine geliyorum.
46. Bugün RAB seni benim elime verecek; ve seni vuracağım, ve başını gövdenden ayıracağım; ve Filistî ordusunun leşlerini göklerin kuşlarına, ve yerin canavarlarına vereceğim; ve İsrailde Allah olduğunu bütün dünya bilecek;
47. ve bütün bu cemaat bilecek ki, RAB kılıçla ve mızrakla kurtarmaz; çünkü cenk RABBİNDİR, ve sizi elimize verecektir.
48. Ve vaki oldu ki, Davudun karşısına çıkmak için Filistî kalkıp yaklaşınca Davud çabuk davranıp Filistînin karşısına çıkmak için cenk dizisine doğru koştu.
49. Ve Davud dağarcığına el attı, ve oradan bir taş alıp sapanla fırlattı, ve Filistîyi alnından vurdu; ve taş alnına battı, ve yüzü üstüne yere düştü.
50. Ve Davud Filistîyi sapanla ve taşla yendi ve Filistîyi vurup onu öldürdü; ve Davudun elinde kılıç yoktu.
51. Ve Davud koşup Filistînin üzerinde durdu, ve onun kılıcını alıp kınından çekti, ve onu öldürdü, ve onunla başını kesti. Ve Filistîler pehlivanlarının öldüğünü görünce kaçtılar.
52. Ve İsrail ile Yahuda adamları kalkıp bağırdılar, ve Filistîleri Gaiye varıncıya kadar, ve Ekron kapılarına kadar kovaladılar. Ve Filistîlerden vurulanlar Gata kadar, ve Ekrona kadar Şaarayim yolunda düştüler.
53. Ve İsrail oğulları Filistîlerin ardını kovalamaktan dönüp onların ordugâhını yağma ettiler.
54. Ve Davud Filistînin başını aldı, ve onu Yeruşalime getirdi; fakat silâhlarını çadırına koydu.
55. Ve Saul Davudun Filistîye karşı çıktığını gördüğü zaman, ordu başbuğu Abnere: Ey Abner, bu genç kimin oğludur? dedi. Ve Abner dedi: Hayatın hakkı için, ey kıral, bilmiyorum.
56. Ve kıral dedi: Sor, bu çocuk kimin oğludur?
57. Ve Davud Filistîyi vurup döndüğü zaman Abner onu alıp Saulun önüne götürdü, ve Filistînin başı onun elinde idi.
58. Ve Saul ona dedi: Genç adam, sen kimin oğlusun? Ve Davud dedi: Kulun Beyt-lehemli Yessenin oğluyum.

BAP 16

VE RAB Samuele dedi: İsrail üzerine kıral olmasın diye Saulu reddettiğim halde sen ne vakte kadar ona yas tutacaksın? yağ boynuzunu yağla doldur, ve git; seni Beyt-lehemli Yesseye göndereceğim; çünkü onun oğulları arasında kendim için bir kıral hazırladım.
2. Ve Samuel dedi: Nasıl gideyim? Saul işitirse beni öldürür. Ve RAB dedi: Yanına bir buzağı al, ve: RABBE kurban etmek için geldim, de.
3. Ve Yesseyi kurbana çağır, ve yapacağın şeyi sana bildireceğim; ve sana diyeceğim adamı benim için meshedeceksin.
4. Ve Samuel RABBİN söylediği şeyi yaptı, ve Beyt-leheme geldi. Ve şehrin ihtiyarları titriyerek onu karşıladılar, ve dediler: Barışıklıkla mı geliyorsun?
5. Ve dedi: Barışıklıkla; RABBE kurban etmek için geldim; kendinizi takdis edin, ve benimle beraber kurbana gelin. Ve Yesse ile oğullarını takdis etti, ve onları kurbana çağırdı.
6. Ve vaki oldu ki, geldikleri zaman, Eliaba bakıp dedi: Gerçekten RABBİN mesihi onun karşısındadır.
7. Fakat RAB Samuele dedi: Onun görünüşüne, ve boyunun uzunluğuna bakma; çünkü onu reddettim; çünkü RAB insanın gördüğü gibi görmez; çünkü insan yüze bakar, fakat RAB yüreğe bakar.
8. O zaman Yesse Abinadabı çağırdı, ve onu Samuelin önünden geçirdi. Ve dedi: RAB bunu da seçmedi.
9. Ve Yesse Şammayı geçirdi. Ve dedi: RAB bunu da seçmedi.
10. Ve Yesse oğullarından yedisini Samuelin önünden geçirdi. Ve Samuel Yesseye: RAB bunları seçmedi, dedi.
11. Ve Samuel Yesseye dedi: Çocukların hepsi bu mu? Ve dedi: Daha en küçüğü var, ve işte, koyunları güdüyor. Ve Samuel Yesseye dedi: Gönder de onu getirt; çünkü o buraya gelmeden sofraya oturmıyacağız.
12. Ve gönderip onu içeri getirtti. Kendisi kızıl, gözleri de güzel ve bakılışı hoştu. Ve RAB dedi: Kalk, onu meshet; çünkü bu odur.
13. Ve Samuel yağ boynuzunu aldı, ve kardeşleri arasında onu meshetti; ve o günden başlıyarak, Davudun üzerine RABBİN Ruhu kuvvetle geldi. Ve Samuel kalkıp Ramaya gitti.
14. Ve RABBİN Ruhu Sauldan ayrıldı, ve RAB tarafından kötü bir ruh onu üzüyordu.
15. Ve Saulun kulları kendisine dediler: İşte şimdi, Allah tarafından kötü bir ruh seni üzüyor.
16. Efendimiz karşısında olan kullarına emretsin, iyi çenk çalan bir adam arasınlar; ve vaki olacak ki, Allah tarafından senin üzerine kötü ruh geldiği zaman elile çalar, ve sen iyi olursun.
17. Ve Saul kullarına dedi: Şimdi benim için iyi çalabilen bir adam hazırlayın, ve bana getirin.
18. Ve gençlerden biri cevap verip dedi: İşte, Beyt-lehemli Yessenin iyi çenk çalan bir oğlunu gördüm, ve cesur bir yiğit, ve cenk eri, ve sözünde akıllı, ve yakışıklı bir adamdır; ve RAB onunla beraberdir.
19. Ve Saul Yesseye ulaklar gönderip dedi: Koyunların yanında olan oğlun Davudu bana gönder.
20. Ve Yesse ekmek ve bir tulum şarap ve bir oğlak alıp eşekle, oğlu Davudun elile Saula gönderdi.
21. Ve Davud Saulun yanına geldi, ve onun önünde durdu; ve Davudu çok sevdi; ve Saulun silâhtarı oldu.
22. Ve Saul Yesseye gönderip dedi: Rica ederim, Davud karşımda dursun, çünkü gözümde lûtuf buldu.
23. Ve vaki oldu ki, Allah tarafından Saula kötü ruh geldiği zaman Davud çengi alır, elile çalardı; ve Saul dinlenir, ve iyi olurdu, ve kötü ruh kendisinden ayırılırdı.

BAP 15

VE Samuel Saula dedi: RAB kavmı üzerine, İsrail üzerine, kıral olarak seni meshetmek için beni gönderdi; ve şimdi RABBİN sözlerini dinle.
2. Orduların RABBİ şöyle diyor: Amalekin İsraile yaptığını, Mısırdan çıktığı zaman yolda ona karşı nasıl durduğunu arıyacağım.
3. Şimdi git, Amaleki vur, ve onların her şeylerini tamamen yok et, ve onları esirgeme; ve erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsini öldür.
4. Ve Saul kavmı çağırdı, ve onları Telaimde saydı, iki yüz bin yaya, ve Yahudadan on bin kişi.
5. Ve Saul Amalek şehrine geldi, ve vadide pusu kurdu.
6. Ve Saul Kenîlere dedi: Gidin, ayrılın, Amalekilerin arasından inin de sizi onlarla beraber helâk etmiyeyim; çünkü Mısırdan çıktıkları zaman siz bütün İsrail oğullarına inayet ettiniz. Ve Kenîler Amalekîler arasından ayrıldılar.
7. Ve Saul Haviladan Mısırın önünde olan Şura varıncıya kadar Amalekîleri vurdu.
8. Ve Amalekîlerin kıralı Agagı sağ olarak tuttu, ve bütün kavmı tamamen kılıçtan geçirdi.
9. Fakat Saul ve kavm Agagı, ve koyunlarla sığırların ve semiz hayvanların en iyilerini, ve kuzuları, ve her iyi şeyi esirgediler, ve onları tamamen yok etmek istemediler; fakat değersiz ve zayıf olan her şeyi tamamen yok ettiler.
10. Ve Samuele RABBİN şu sözü geldi:
11. Saulu kıral ettiğime nadim oldum; çünkü artık ardımdan döndü, ve sözlerimi tutmadı. Ve Samuel öfkelendi; ve bütün gece RABBE feryat etti.
12. Ve Saulu sabahlayın karşılamak için Samuel erken kalktı; ve Samuele bildirip dediler: Saul Karmele geldi, ve kendisine bir âbide dikip döndü, ve geçip Gilgala indi.
13. Ve Samuel Saulun yanına geldi, ve Saul ona dedi: Sen RAB tarafından mubarek olasın; ben RABBİN sözünü tuttum.
14. Ve Samuel dedi: Öyle ise kulaklarıma gelen bu koyun melemesi, ve işittiğim sığır böğürmesi nedir?
15. Ve Saul dedi: Onları Amalekîlerden getirdiler; çünkü kavm senin Allahın RABBE kurban etmek için koyunlarla sığırların en iyilerini esirgedi; ve artakalanları tamamen yok ettik.
16. Ve Samuel Saula dedi: Dur da bu gece RABBİN bana söylediğini sana bildireyim. O da: Söyle, dedi.
17. Ve Samuel dedi: Sen kendi gözünde küçük olduğun halde İsrail sıptlarının başı olmadın mı? Ve RAB seni İsrail üzerine kıral olarak meshetti;
18. ve RAB seni yola gönderip dedi: Git, ve suçluları, Amalekîleri tamamen yok et, ve onları bitirinciye kadar kendilerine karşı cenket.
19. Ve niçin RABBİN sözünü dinlemedin, ve çapul malına atılıp RABBİN gözünde kötü olanı yaptın?
20. Ve Saul Samuele dedi: Evet, RABBİN sözünü dinledim, ve RABBİN beni gönderdiği yola gittim, ve Amalek kıralı Agagı getirdim, ve Amalekîleri tamamen yok ettim.
21. Fakat kavm çapul malından koyunları ve sığırları, tahsis olunan şeylerin başlıcasını, senin Allahın RABBE Gilgalda kurban etmek için aldı.
22. Ve Samuel dedi: RAB kendi sözünün dinlenmesinden hoşlandığı kadar yakılan takdimelerden ve kurbanlardan hoşlanır mı? İşte, itaat etmek kurbandan, ve dinlemek koçların iç yağından daha iyidir.
23. Çünkü isyan falcılık suçu gibidir, ve inatçılık putperestlik ve terafim gibidir. Mademki RABBİN sözünü reddettin o da seni kırallıktan reddetti.
24. Ve Saul Samuele dedi: Suç ettim; çünkü RABBİN emrinden ve senin sözlerinden öte geçtim, çünkü kavmdan korkup onların sözünü dinledim.
25. Ve şimdi, rica ederim, suçumu bağışla da benimle beraber geri dön de RABBE secde kılayım.
26. Ve Samuel Saula dedi: Seninle geri dönmem; çünkü RABBİN sözünü reddettin, RAB da İsrail üzerine kıral olmıyasın diye seni reddetti.
27. Ve Samuel gitmek için döndüğü zaman, Saul onun cübbesinin eteğine yapıştı, ve o yırtıldı.
28. Ve Samuel ona dedi: Bugün RAB senin üzerinden İsrail kırallığını yırttı, ve onu senden daha iyi olana, senin bir komşuna verdi.
29. Ve İsrailin Güvendiği de yalan söylemez, ve nadim olmaz; çünkü insan değil ki nadim olsun.
30. Ve dedi: Suç ettim; rica ederim, şimdi kavmımın ihtiyarları karşısında, ve İsrailin karşısında bana hürmet et, ve benimle beraber geri dön, ve senin Allahın RABBE secde kılayım.
31. Ve Samuel Saulun ardınca geri döndü; ve Saul RABBE secde kıldı.
32. Ve Samuel dedi: Amalekîler kıralı Agagı buraya, bana getirin. Ve Agag onun yanına neşeli geldi. Ve Agag: Mutlaka ölüm acısı geçmiştir, diyordu.
33. Ve Samuel dedi: Senin kılıcın kadınları nasıl çocuksuz bıraktı ise, senin anan da kadınlar arasında öylece çocuksuz kalacaktır. Ve Samuel Gilgalda, RABBİN önünde Agagı parçaladı.
34. Ve Samuel Ramaya gitti; ve Saul kendi evine, Saul Gibeasına çıktı.
35. Ve öldüğü güne kadar Samuel bir daha Saulu görmeğe gelmedi; çünkü Samuel Saul için yas tutuyordu. Ve RAB Saulu İsrail üzerine kıral etmiş olduğuna nadim oldu.