VE Filistîler cenk için ordularını topladılar; ve Yahudanın Soko şehrinde
toplandılar, ve Soko ile Azeka arasında, Efes-dammimde ordugâh kurdular.
2. Ve Saul ile İsrail adamları toplandılar, ve Ela deresinde ordugâh
kurdular, ve Filistîlere karşı cenge dizildiler.
3. Ve Filistîler dağda bir tarafta duruyorlardı, ve İsrailîler dağda obir
tarafta duruyorlardı; ve aralarında dere vardı.
4. Ve Filistîler ordugâhından adı Golyat olan Gatlı pehlivan çıktı, boyu
altı arşın* ve bir karıştı.*
5. Ve başında tunç başlık vardı, ve üzerine pullu zırh giyinmişti; zırhın
ağırlığı beş bin şekel tunçtu.
6. Ve baldırları üzerinde tunç zırhlar vardı, ve omuzları arasında tunç
kargı vardı.
7. Ve mızrağının sapı çulha tezgâhı sırığı gibi idi; ve mızrağının başı
altı yüz şekel ağırlığında demirdi; ve kalkan taşıyan uşağı önünde gidiyordu.
8. Ve durdu, ve İsrail dizilerine bağırıp onlara dedi: Niçin cenge
dizilmeğe çıktınız? Ben Filistî değil miyim, siz de Saulun kulları değil
misiniz? Kendiniz için bir adam seçin de yanıma insin.
9. Eğer benimle cenk edebilir, ve beni vurursa, o zaman size kul oluruz;
fakat eğer ben onu yener ve onu vurursam, o zaman siz bize kul olursunuz, ve
bize kulluk edersiniz.
10. Ve Filistî dedi: Bugün ben İsrail dizilerine meydan okuyorum; bana bir
adam verin de karşı karşıya cenkleşelim.
11. Ve Filistînin bu sözlerini işitince Saul ve bütün İsrail yılgınlığa
düştüler, ve çok korktular.
* Tartılar ve ölçüler cetveline bak.
12. Ve Davud, Beyt-lehem-yahudadan, adı Yesse olan o Efratlının oğlu idi;
ve bu adamın sekiz oğlu vardı; ve Saulun günlerinde kocamıştı, adamlar arasında
yaşta ilerlemişti.
13. Ve Yessenin üç büyük oğlu Saulun ardınca cenge gitmişlerdi; ve cenge
giden üç oğlunun adları şunlardı: ilki Eliab, ve ikincisi Abinadab, ve üçüncüsü
Şamma.
14. Ve Davud en küçüğü idi; ve üç büyük oğlu Saulun ardınca gitmişlerdi.
15. Ve Davud Beyt-lehemde babasının koyunlarını gütmek için Saulun yanında
gider ve dönerdi.
16. Ve Filistî kırk gün, sabah ve akşam ilerliyip karşılarında duruyordu.
17. Ve Yesse, oğlu Davuda dedi: Şimdi kardeşlerin için bu kavrulmuş
buğdaydan bir efayı, ve bu on ekmeği al, ve ordugâha kardeşlerine koş;
18. ve bu on parça peyniri binbaşıya götür, ve kardeşlerinin hal ve
hatırını sor, ve onlardan bir nişane al.
19. Ve onlarla Saul ve bütün İsrail adamları Ela deresinde Filistîlerle
cenkleşmekte idiler.
20. Ve Davud sabahlayın erken kalktı, ve koyunları bekçiye bıraktı, ve
Yessenin kendisine emrettiği gibi alıp gitti; ve arabalar ordugâhına geldiği
zaman ordu cenk meydanına çıkıyordu, ve cenk için bağırıyorlardı.
21. Ve İsraille Filistîler dizi diziye karşı olmak üzre dizildiler.
22. Ve Davud eşyasını eşya bekçisinin eline verdi, ve diziye koşup geldi,
ve kardeşlerinin hal ve hatırını sordu.
23. Ve onlarla söyleşirken, işte, adı Golyat olan Gatlı Filistî pehlivan,
Filistî dizilerinden çıkıyordu, ve evelki sözler gibi söyledi; ve Davud işitti.
24. Ve bütün İsrailîler adamı gördükleri zaman önünden kaçtılar, ve çok korktular.
25. Ve İsrailîler dediler: Bu çıkan adamı gördünüz mü? gerçek İsraile
meydan okumağa çıkıyor; ve vaki olacak ki, kim onu vurursa kıral onu büyük
zenginlikle zengin edecektir, ve kızını ona verecektir, ve babasının evini
İsrailde serbest kılacaktır.
26. Ve Davud yanında duran adamlara söyliyip dedi: Bu Filistîyi vuracak ve
İsrailden utancı kaldıracak adama ne yapılacak? Çünkü hay olan Allahın
dizilerine meydan okuyan bu sünnetsiz Filistî kim oluyor?
27. Ve kavm: Onu vuracak adama şöyle yapılacak, diyerek o söze göre
kendisine söylediler.
28. Ve adamlarla söyleşirken büyük kardeşi Eliab işitti; ve Davuda karşı
Eliabın öfkesi alevlenip dedi: Niçin indin? Ve o bir kaç koyunu çölde kime
bıraktın? senin kibrini ve yüreğinin kötülüğünü bilirim, mutlaka cengi görmek
için inmişsindir.
29. Ve Davud dedi: Şimdi ben ne yaptım? ancak bir söz değil mi idi?
30. Ve onun yanından dönüp ayni, sözü başka birine söyledi; ve kavm ona
önce olduğu gibi cevap verdiler.
31. Ve Davudun söylediği sözler işitilince, onları Saula bildirdiler; ve
onu getirtti.
32. Ve Davud Saula dedi: O adamdan dolayı kimsenin yüreği zayıflamasın;
kulun gidip bu Filistî ile cenk edecektir.
33. Ve Saul Davuda dedi: Bu Filistî ile cenketmek için sen ona karşı
gidemezsin; çünkü sen gençsin, fakat o gençliğinden beri cenk adamıdır.
34. Ve Davud Saula dedi: Kulun babasının koyunlarını güderdi; ve aslan,
yahut ayı geldiği, ve sürüden bir kuzu aldığı zaman,
35. ben ardından çıkar ve onu vururdum, ve ağzından kuzuyu kurtarırdım; ve
bana karşı kalkarsa sakalından tutup onu vurur öldürürdüm.
36. Kulun hem aslanı, hem ayıyı vurmuştur; ve bu sünnetsiz Filistî onlardan
biri gibi olacaktır, çünkü hay olan Allahın dizilerine meydan okumuştur.
37. Ve Davud dedi: Aslan pençesinden, ve ayı pençesinden beni kurtaran RAB,
bu Filistînin elinden de beni kurtaracaktır. Ve Saul Davuda dedi: Git, ve RAB
seninle beraber olsun.
38. Ve Saul kendi esvabını Davuda giydirdi, ve başına tunç başlık koydu, ve
ona zırh giydirdi.
39. Ve Davud esvabı üzerine kılıcını kuşandı, ve yürümeğe çalıştı, çünkü
alışmamıştı. Ve Davud Saula dedi: Bunlarla yürüyemem; çünkü alışmadım. Ve Davud
onları üzerinden çıkardı.
40. Ve eline değneğini aldı, ve vadiden kendine beş çakıl taşı seçti, ve
onları üzerinde olan çoban torbasına, dağarcığına koydu; ve sapanı elinde idi;
ve Filistîye yaklaştı.
41. Ve Filistî yürüyüp geliyor, ve Davuda yaklaşıyordu; ve kalkanı taşıyan
uşak onun önünde idi.
42. Ve Filistî bakındı, ve Davudu görünce onu adam yerine koymadı; çünkü
genç, ve kırmızı yüzlü, bakılışı da güzeldi.
43. Ve Filistî Davuda dedi: Ben köpek miyim ki bana değneklerle geliyorsun?
Ve Filistî kendi ilâhları ile Davuda lânet etti.
44. Ve Filistî Davuda dedi: Yanıma gel de senin etini göklerin kuşlarına,
ve kırın hayvanlarına vereyim.
45. Ve Davud Filistîye dedi: Sen kılıçla, ve mızrakla ve kargı ile üzerime
geliyorsun; fakat ben meydan okuduğun İsrail dizilerinin Allahı, ordular
RABBİNİN ismile senin üzerine geliyorum.
46. Bugün RAB seni benim elime verecek; ve seni vuracağım, ve başını gövdenden
ayıracağım; ve Filistî ordusunun leşlerini göklerin kuşlarına, ve yerin
canavarlarına vereceğim; ve İsrailde Allah olduğunu bütün dünya bilecek;
47. ve bütün bu cemaat bilecek ki, RAB kılıçla ve mızrakla kurtarmaz; çünkü
cenk RABBİNDİR, ve sizi elimize verecektir.
48. Ve vaki oldu ki, Davudun karşısına çıkmak için Filistî kalkıp
yaklaşınca Davud çabuk davranıp Filistînin karşısına çıkmak için cenk dizisine
doğru koştu.
49. Ve Davud dağarcığına el attı, ve oradan bir taş alıp sapanla fırlattı,
ve Filistîyi alnından vurdu; ve taş alnına battı, ve yüzü üstüne yere düştü.
50. Ve Davud Filistîyi sapanla ve taşla yendi ve Filistîyi vurup onu
öldürdü; ve Davudun elinde kılıç yoktu.
51. Ve Davud koşup Filistînin üzerinde durdu, ve onun kılıcını alıp
kınından çekti, ve onu öldürdü, ve onunla başını kesti. Ve Filistîler
pehlivanlarının öldüğünü görünce kaçtılar.
52. Ve İsrail ile Yahuda adamları kalkıp bağırdılar, ve Filistîleri Gaiye
varıncıya kadar, ve Ekron kapılarına kadar kovaladılar. Ve Filistîlerden vurulanlar
Gata kadar, ve Ekrona kadar Şaarayim yolunda düştüler.
53. Ve İsrail oğulları Filistîlerin ardını kovalamaktan dönüp onların
ordugâhını yağma ettiler.
54. Ve Davud Filistînin başını aldı, ve onu Yeruşalime getirdi; fakat
silâhlarını çadırına koydu.
55. Ve Saul Davudun Filistîye karşı çıktığını gördüğü zaman, ordu başbuğu
Abnere: Ey Abner, bu genç kimin oğludur? dedi. Ve Abner dedi: Hayatın hakkı
için, ey kıral, bilmiyorum.
56. Ve kıral dedi: Sor, bu çocuk kimin oğludur?
57. Ve Davud Filistîyi vurup döndüğü zaman Abner onu alıp Saulun önüne
götürdü, ve Filistînin başı onun elinde idi.
58. Ve Saul ona dedi: Genç adam, sen kimin oğlusun? Ve Davud dedi: Kulun
Beyt-lehemli Yessenin oğluyum.