VE Davuda bildirip dediler: İşte, Filistîler Keilaya karşı cenk ediyorlar,
ve harmanları yağma ediyorlar.
2. Ve Davud: Gidip bu Filistîleri vurayım mı? diye RABDEN sordu. Ve RAB
Davuda dedi: Git, ve Filistîleri vurup Keilayı kurtar.
3. Ve Davudun adamları kendisine dediler: İşte, biz burada Yahudada
korkmaktayız; ya Keilaya, Filistîlerin dizilerine karşı gidersek?
4. Ve Davud RABDEN bir kere daha sordu. Ve RAB ona cevap verip dedi: Kalk,
Keilaya in; çünkü Filistîleri senin eline vereceğim.
5. Ve Davudla adamları Keilaya gittiler, ve Filistîlere karşı cenkettiler,
ve onların hayvanlarını sürdüler, ve onları büyük vuruşla vurdular. Ve Davud
Keila ahalisini kurtardı.
6. Ve vaki oldu ki, Ahimelekin oğlu Abiatar Keilaya Davudun yanına kaçtığı
zaman, efod elinde olarak indi.
7. Ve Davudun Keilaya geldiği Saula bildirildi. Ve Saul dedi: Allah onu
bana sattı; çünkü kapıları ve sürgüleri olan bir şehre girmekle kapanmış oldu.
8. Ve Saul Keilaya inmek ve Davudla adamlarını kuşatmak için bütün kavmı
cenge çağırdı.
9. Ve Saulun kendisine karşı kötülük kurmakta olduğunu Davud biliyordu, ve
kâhin Abiatara: Efodu buraya getir, dedi.
10. Ve Davud dedi: Ey İsrailin Allahı RAB, benim yüzümden şehri helâk etmek
için, Saulun Keilaya gelmeğe çalıştığını bu kulun muhakkak olarak işitti.
11. Keila erleri beni onun eline verecekler mi? Saul, senin kulunun
işittiği gibi inecek mi? Ey İsrailin Allahı RAB, niyaz ederim, bu kuluna
bildir. Ve RAB: İnecek, dedi.
12. Ve Davud dedi: Keila erleri beni ve adamlarımı Saulun eline verecekler
mi? Ve RAB: Verecekler, dedi.
13. Ve Davudla altı yüz kişi kadar olan adamları kalktılar, ve Keiladan
çıktılar, ve gidebildikleri yere gittiler. Ve Davudun Keiladan kurtulduğu Saula
bildirildi; o da çıkmaktan vaz geçti.
14. Ve Davud çölde hisarlarda oturdu, ve Zif çölündeki dağlıkta kaldı. Ve
Saul her gün onu arıyordu, fakat Allah Davudu onun eline vermedi.
15. Ve Saulun, canını aramak için çıktığını Davud gördü; ve Davud Zif
çölünde ormanda idi.
16. Ve Saulun oğlu Yonatan kalktı, ve ormana Davudun yanına gitti, ve onun elini
Allah ile kuvvetlendirdi.
17. Ve ona dedi: Korkma, çünkü babam Saulun eli seni bulmıyacaktır; ve sen
İsrail üzerine kıral olacaksın, ve ben sana ikinci olacağım; babam Saul da bunu
biliyor.
18. Ve ikisi de RABBİN önünde ahdettiler; ve Davud ormanda kaldı, ve Yonatan
evine gitti.
19. Ve Zifliler Gibeaya Saulun yanına çıkıp dediler: Davud bizim yanımızda,
çölün cenubundaki Hakila tepesinde, ormanda, hisarlarda gizlenmiyor mu?
20. Ve canının bütün inmek arzusuna göre, ey kıral, şimdi in; onu kıralın
eline vermek de bize düşer.
21. Ve Saul dedi: Siz RAB tarafından mubarek olasınız, çünkü bana acıdınız.
22. Gidin, rica ederim, daha iyi araştırın, ve ayağının olduğu yeri, orada
onu kimin gördüğünü anlayın ve görün; çünkü onun çok kurnazlıkla davrandığını
bana söyliyorlar.
23. Bütün gizlendiği yerleri görün ve anlayın, ve tekrar doğru haberle
yanıma gelin, ben de sizinle giderim; ve vaki olacak ki, eğer o memlekette ise,
bütün Yahuda binleri arasında onu araştırırım.
24. Ve kalktılar, ve Saulun önünce Zife gittiler; ve Davudla adamları
Arabada,* çölün cenubunda, Maon çölünde idiler.
25. Ve Saul ile adamları onu aramak için gittiler. Ve Davuda bildirildi; ve
kayaya indi, ve Maon çölünde oturdu. Ve Saul bunu işitince Maon çölünde Davudun
ardını kovaladı.
26. Ve Saul dağın bir tarafından ve Davudla adamları dağın obir tarafından
yürümekte idiler; ve Davud Saulun önünden kurtulmak için çabuk davrandı; çünkü
Saulla adamları Davudu ve adamlarını tutmak için onları kuşattılar.
27. Ve Saulun yanına bir ulak gelip dedi: Çabuk ol, ve gel; çünkü Filistîler
memlekete akın ettiler.
28. Ve Saul Davudu kovalamaktan döndü, ve Filistîlere karşı gitti; onun
için o yere Sela-hammahlekot* denildi.
29. Ve Davud oradan çıkıp En-gedi hisarlarında oturdu.
* Lût Denizi cenubunda ve şimalinde bulunan derin vadi.
* Ayrılışlar kayası.