VE Zifliler Gibeaya Saulun yanına gelip dediler: Davud, çölün önünde olan Hakila
tepesinde gizlenmiyor mu?
2. Ve Saul kalktı, ve Zif çölünde Davudu aramak için kendisile beraber
İsrailden seçme üç bin kişi olarak Zif çölüne indi.
3. Ve Saul çölün önünde olan Hakila tepesinde, yol kenarında ordugâh kurdu.
Ve Davud çölde oturuyordu, ve Saulun kendi ardına düşüp çöle geldiğini gördü.
4. Ve Davud çaşıtlar gönderdi, ve gerçekten Saulun geldiğini anladı.
5. Ve Davud kalktı, ve Saulun ordugâh kurmuş olduğu yere geldi; ve Davud
Saulla ordusunun başbuğu Nerin oğlu Abnerin yattığı yeri gördü; ve Saul arabalar
ordugâhı içinde yatıyordu, ve kavm onun etrafında konmuştu.
6. Ve Davud cevap verdi, ve Hittî Ahimeleke, ve Yoabın kardeşi, Tseruyanın
oğlu Abişaya söyliyip dedi: Saulun yanına, ordugâha benimle beraber kim iner?
Ve Abişay: Ben seninle inerim, dedi.
7. Ve Davudla Abişay geceleyin kavmın yanına vardılar; ve işte, Saul
arabalar ordugâhında yatmış uyuyordu, ve mızrağı başı ucunda yerde dikili idi;
ve Abnerle kavm onun etrafında yatıyorlardı.
8. Ve Abişay Davuda dedi: Allah bugün düşmanını senin eline verdi; ve
şimdi, bırak onu bir kerede mızrakla yere çakayım, ve ikinci kere onu vurmam.
9. Ve Davud Abişaya dedi: Onu öldürme; çünkü RABBİN mesihine kim elini
uzatır da suçsuz olur?
10. Ve Davud dedi: Hay olan RABBİN hakkı için, RAB onu vuracaktır; yahut
günü gelecek ve ölecektir; yahut cenge inecek ve helâk olacaktır.
11. RABBİN mesihine el uzatmaktan RAB beni esirgesin; ve şimdi, rica
ederim, başı ucundaki mızrağı ve su matarasını al da gidelim.
12. Ve Davud Saulun başı ucundan mızrağı ve su matarasını aldı; ve
gittiler; ve gören olmadı, ve bilen olmadı, ve uyanan olmadı; çünkü hepsi
uyuyorlardı, çünkü RAB tarafından üzerlerine derin uyku düşmüştü.
13. Ve Davud karşı tarafa geçti, ve uzakta dağın başında durdu; aralarında
hayli mesafe vardı;
14. ve Davud kavma, ve Nerin oğlu Abnere: Ey Abner, cevap vermiyor musun?
diye bağırdı. Ve Abner cevap verip dedi: Sen kimsin ki, kırala bağırıyorsun?
15. Ve Davud Abnere dedi: Sen bir yiğit değil misin? ve İsrailde senin gibi
kim var? niçin efendine, kırala bekçilik etmedin? çünkü efendini, kıralı öldürmek
için kavmdan biri geldi.
16. Yaptığın bu şey iyi değildir. Hay olan RABBİN hakkı için, siz ölüm
oğullarısınız, çünkü efendinize, RABBİN mesihine bekçilik etmediniz. Ve şimdi
bak, kıralın başı ucunda olan mızrağı ve su matarası nerededir?
17. Ve Saul Davudun sesini tanıdı, ve: Bu senin sesin midir, oğlum Davud?
dedi. Ve Davud dedi: Benim sesimdir, efendim kıral.
18. Ve dedi: Niçin efendim böyle kulunun ardını kovalıyor, ne yaptım ki? ve
elimde ne kötülük var?
19. Ve şimdi, rica ederim, efendim kıral kulunun sözlerini dinlesin. Eğer
bana karşı seni ayaklandıran RAB ise, bir takdime kabul etsin; fakat eğer adam
oğulları ise, onlar RABBİN önünde lânetli olsunlar; çünkü RABBİN mirasında
payım olmasın diye: Git, başka ilâhlara kulluk et, diyerek beni bugün kovdular.
20. Ve şimdi RABBİN yüzünden uzakta kanım toprağa düşmesin; çünkü dağlarda
nasıl keklik avlıyorlarsa, İsrailin kıralı da bir tek pireyi aramak için öyle
çıktı.
21. Ve Saul dedi: Ben suç ettim; dön, oğlum Davud; çünkü canım bugün senin
gözünde değerli olduğu için artık sana kötülük etmiyeceğim; işte, akılsızlık
ettim, ve pek çok yanıldım.
22. Ve Davud cevap verip dedi: İşte mızrak, ey kıral! uşaklardan biri
gelsin de onu alsın.
23. Ve RAB herkese salâhının ve sadakatının karşılığını ödiyecektir; çünkü
RAB bugün seni elime verdiği halde ben elimi RABBİN mesihine uzatmak istemedim.
24. Ve işte, nasıl senin canın bugün benim gözümde çok değerli oldu ise,
benim canım da RABBİN gözünde öyle değerli olsun, ve beni her sıkıntıdan
kurtarsın.
25. Ve Saul Davuda dedi: Sen, oğlum Davud, mubarek olasın; sen hem yiğitlik
yapacak, hem de mutlaka yeneceksin. Ve Davud yoluna gitti, Saul da yerine
döndü.