VE Davud Ramadaki Nayottan kaçtı, ve gelip Yonatanın önünde dedi: Ne
yaptım? fesadım nedir? ve babana karşı suçum nedir ki canımı arıyor?
2. Ve ona dedi: Uzak olsun; ölmiyeceksin; işte, büyük iş olsun küçük iş
olsun, babam bana açmadan bir şey yapmaz; ve niçin babam bu şeyi benden
gizlesin? öyle değildir.
3. Ve Davud da and edip dedi: Senin gözünde lûtuf bulduğumu baban iyi
bilir; ve: Yonatan bunu bilmesin, yoksa kederlenir, diyor; fakat gerçek hay
olan RABBİN hakkı için, ve senin hayatın hakkı için, ölüm ile benim aramda
ancak bir adım vardır.
4. Ve Yonatan Davuda dedi: Canın ne dilerse senin için onu yaparım.
5. Ve Davud Yonatana dedi: İşte, yarın ay başıdır, ve mutlaka kıralla
yemeğe oturmalıyım; fakat beni gönder, ve üçüncü günün akşamına kadar kırda
saklanayım.
6. Eğer baban beni arıyacak olursa, o vakit de: Davud kendi şehrine
Beyt-leheme seğirtmek için benden izin istedi; çünkü orada bütün aşiretin
yıllık kurbanı var.
7. Eğer: Pek iyi, derse, senin kuluna selâmettir; fakat öfkelenirse, bil ki
onun tarafından kötülüğe karar verilmiştir.
8. Bundan dolayı kuluna inayet et; çünkü kulunu kendinle RABBİN ahdine
soktun; fakat bende fesat varsa beni sen öldür; çünkü niçin beni babana
götüresin?
9. Ve Yonatan dedi: Senden uzak olsun; çünkü senin üzerine gelsin diye
babam tarafından kötülüğe karar verilmiş olduğunu bilmiş olsaydım, sana onu
bildirmez mi idim?
10. Ve Davud Yonatana dedi: Şayet baban sana sert cevap verirse, bana kim
bildirecek?
11. Ve Yonatan Davuda dedi: Gel de kıra çıkalım. Ve ikisi de kıra çıktılar.
12. Ve Yonatan Davuda dedi: İsrailin Allahı RAB şahit olsun; yarın, yahut
obir gün bu vakitlerde ben babamın ağzını arıyınca, işte, eğer Davuda iyilik
varsa, o zaman sana gönderip açmaz mıyım?
13. Eğer sana kötülük etmek babama iyi görünür de sana bunu açmazsam, ve
selâmetle gidesin diye seni göndermezsem, RAB Yonatana böyle, ve daha
ziyadesini yapsın; ve RAB nasıl babamla beraber oldu ise seninle de beraber
olsun.
14. Ve RABBİN inayetini ben ölmiyeyim diye ancak ben hayatta iken bana
gösterecek değilsin;
15. fakat inayetini ebediyen evimden de kesmiyeceksin, RAB Davudun bütün
düşmanlarını yeryüzü üzerinden attığı zaman da kesmiyeceksin.
16. Ve Yonatan Davud evi ile ahdedip dedi: RAB Davudun düşmanlarının
elinden istesin.
17. Ve Yonatan Davuda olan sevgisinden ötürü ona bir daha and ettirdi;
çünkü onu canı gibi severdi.
18. Ve Yonatan ona dedi: Yarın ay başıdır; ve aranacaksın, çünkü yerin boş
olacak.
19. Ve üç gün kaldıktan sonra, çabuk inersin, ve o iş olduğu gün
saklandığın yere gelirsin, ve Ezel taşı yanında oturursun.
20. Ve ben, bir nişana atıyormuşum gibi onun yanına üç ok atarım.
21. Ve işte: Git, okları bul, diyerek uşağı gönderirim. Eğer uşağa: İşte,
oklar senden beridedir, onları al, dersem, sen gel; çünkü senin için
selâmettir, ve hay olan RABBİN hakkı için bir şey yoktur.
22. Fakat eğer uşağa: İşte, oklar senden ötededir, dersem, yoluna git;
çünkü RAB seni göndermiştir.
23. Benim ve senin aramızda konuştuğumuz şeye gelince, işte, RAB daima
seninle benim aramdadır.
24. Ve Davud kırda saklandı; ve ay başı olunca kıral ekmek yemeğe oturdu.
25. Ve kıral yerine, evelki defalar olduğu gibi, duvarın yanındaki yere
oturdu; ve Yonatan ayağa kalktı, ve Abner Saulun yanında oturdu; fakat Davudun
yeri boştu.
26. Ve Saul o gün bir şey söylemedi; çünkü dedi: Başına bir şey gelmiştir,
tahir değildir; mutlaka tahir değildir.
27. Ve ertesi gün, ayın ikinci gününde, Davudun yeri boştu; ve Saul oğlu
Yonatana dedi: Niçin Yessenin oğlu dün de bugün de yemeğe gelmedi?
28. Ve Yonatan Saula cevap verdi: Davud Beyt-leheme gitmek için ısrarla
benden izin istedi;
29. ve dedi: Rica ederim, beni gönder; çünkü şehirde aşiretimizin kurbanı
var; ve orada bulunmağı kardeşim bana emretti; ve şimdi, eğer gözünde lûtuf
buldumsa, rica ederim, gideyim, ve kardeşlerimi göreyim. Kıralın sofrasına
bundan dolayı gelmedi.
30. Ve Yonatana karşı Saulun öfkesi alevlendi, ve ona dedi: Ey sapık ve âsi
kadının oğlu, kendi utancın ve ananın çıplaklığı utancı için Yessenin oğlunu
kendine seçmiş olduğunu ben bilmiyor muyum?
31. Çünkü Yessenin oğlu yeryüzünde yaşadıkça, ne sen yerinde duracaksın, ne
de kırallığın. Ve şimdi gönderip onu yanıma getirt, çünkü o ölmelidir.
32. Ve Yonatan babası Saula cevap verdi, ve ona dedi: Niçin öldürülsün? o
ne yaptı?
33. Ve Saul onu vurmak için mızrağını attı; ve Yonatan Davudu öldürmeğe
babası tarafından karar verilmiş olduğunu anladı.
34. Ve Yonatan kızgın öfke ile sofradan kalktı, ve ayın ikinci gününde
ekmek yemedi; çünkü Davud için kederli idi, çünkü babası onu utandırmıştı.
35. Ve Yonatan Davudla tayin ettiği vakitte sabahlayın kıra çıktı, ve
yanında küçük bir uşak vardı.
36. Ve uşağına dedi: Koş, atacağım okları şimdi bul. Ve uşak koşarken
Yonatan ondan öte bir ok attı.
37. Ve uşak Yonatanın attığı okun yerine varınca, Yonatan uşağın ardından
çağırıp dedi: Ok senden ötede değil mi?
38. Ve Yonatan uşağın ardından çağırıp: Çabuk ol, koş, durma, dedi. Ve
Yonatanın uşağı okları toplayıp efendisinin yanına geldi.
39. Ve uşak bir şey anlamadı; ancak işi Yonatanla Davud biliyorlardı.
40. Ve Yonatan silâhlarını uşağına verdi, ve ona: Git, bunları şehre götür,
dedi.
41. Ve uşak gidince Davud cenup tarafından ayağa kalktı, ve yüzüstü yere
kapanıp üç kere iğildi; öpüşüp ağlaştılar; hele Davud daha çok ağladı.
42. Ve Yonatan Davuda dedi: Selâmetle git, çünkü ikimiz: Seninle benim
aramda, ve senin zürriyetinle benim zürriyetim arasında ebediyen RAB olacaktır,
diyerek RABBİN ismile and ettik. Ve o kalkıp gitti; Yonatan da şehre girdi.